Month: April 2021

Tarım Ürünleri ve Dahilde İşleme Hükümleri (2)

Tarım Ürünleri ve Dahilde İşleme Hükümleri (2)

29

Haziran,2020

6) Yetiştiricilik Faaliyeti Kapsamındaki Ürünler ve Hayvan Yemleri

DİR kapsamında civciv ve/veya canlı kümes hayvanları ihracatı karşılığında kuluçkalık yumurta veya yem hammaddesi ithalatını öngören DİİB başvuruları değerlendirmeye alınabilir.

Yumurta ve kümes hayvanları eti üretiminde kullanılan yem içerisindeki tahılların (mısır, buğday, arpa vb) oranının % 65’i, yağlı tohum ve türevlerinin (soya fasulyesi, soya küspesi, ayçiçeği küspesi, kanola küspesi vb) oranının ise % 35’i geçmemesi kaydıyla, yumurta ve kümes hayvanları eti ihracatına yönelik belge talepleri değerlendirmeye alınabilir. Bu oranlar içerisinde kalmak kaydıyla tahıllar ile yağlı tohum ve türevlerinin azami kullanım oranları Tablo 5 ve Tablo 6’da gösterilmektedir.

Canlı piliçten asgari % 75 verimlilikte piliç eti ve sakatat elde edilir. Sakatatın toplam ihracat taahhüdüne oranı miktar bazında % 5’i geçemez.

Hayvan yemleri ihracatını öngören belge talepleri, yem içeriğindeki tahıl oranının % 65’i, yağlı tohum ve türevleri oranının ise % 35’i geçmemesi kaydıyla değerlendirmeye alınır.

Hayvan yemlerinin ihracatını öngören DİİB’ler kapsamında bitkisel yağ ithalatına ilişkin talepler, Tebliğ’in 7.maddesindeki katma değer vergisinde tecil-terkin sistemi hükümleri çerçevesinde “yurt içi alım” özel şartı kapsamında değerlendirmeye alınabilir.

Yem hammaddesi ithalatını öngören belgeler kapsamında eşdeğer eşya olarak buğday ithalatı yapılmaz. Ayrıca, DİR çerçevesinde yem hammaddesi olarak ithal edilecek buğdayın, TS 2974 standardı çerçevesinde düşük vasıflı ekmeklik buğday vasfında olması gerekmektedir.

Örnek 7: Yukarıda (Örnek 5’te) yer alan C firmasının, yumurta ve kümes hayvanları eti üretimi yaptığını varsayalım. C firmasının, yumurta ve kümes hayvanları eti üretiminde kullandığı yem içerisindeki tahılların (mısır, buğday, arpa vb) oranının % 65’i, yağlı tohum ve türevlerinin (soya fasulyesi, soya küspesi, ayçiçeği küspesi, kanola küspesi vb) oranının ise % 35’i geçmemesi kaydıyla, yumurta ve kümes hayvanları eti ihracatına yönelik belge talebi değerlendirmeye alınabilir. Bu oranlar içerisinde kalmak kaydıyla tahıllar ile yağlı tohum ve türevlerinin azami kullanım oranları Tablo 5 ve Tablo 6’da gösterilmektedir. Canlı piliçten asgari % 75 verimlilikte piliç eti ve sakatat elde edilir. Sakatatın toplam ihracat taahhüdüne oranı miktar bazında % 5’i geçemez. C firmasının hayvan yemleri ihracatını öngören belge talepleri, yem içeriğindeki tahıl oranının % 65’i, yağlı tohum ve türevleri oranının ise % 35’i geçmemesi kaydıyla değerlendirmeye alınır.

7) Yaban Mersini, Böğürtlen ve Ahududu

DİR kapsamında “1 Temmuz – 30 Eylül” tarihleri arasında yaban mersini, böğürtlen ve ahududu ithalatı yapılamaz. Ancak, ihracat taahhüdüne konu eşyanın ihracatının gerçekleştirildiği orana tekabül eden miktarda olmak üzere bu dönemde de ithalat yapılabilir.

8) Sert Kabuklu Meyveler, Kuruyemiş ve Kuru Meyveler

Kuruyemiş, kuru meyveler ve sert kabuklu meyvelerin ithalatını öngören DİİB’ler kapsamında aşağıdaki hükümler çerçevesinde işlem tekemmül ettirilir.

Ürün bazında azami 1.000 ton ithalat yapılabilir.

Tebliğ’in 9’uncu maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ithalat esnasında indirimli teminat uygulanmaz.

DİİB kapsamında işlem görmüş ürün (şekerli mamuller, baklava vb.) bünyesinde ihraç edilmek kaydıyla ithal edilecek sert kabuklu meyveler, kuruyemiş ve kuru meyveler için yukarıda belirtilen hükümler uygulanmaz.

İşlem görmüş ürün olarak ihraç edilen yer fıstığının üretiminde kullanılan işlenmemiş yer fıstığının azami % 50’sinin ithalatı yapılabilir.

DİR kapsamında kabuklu ceviz ve kabuklu bademin eşdeğer eşya olarak ithalatı yapılamaz.

Yerli üretimi olmayan ya da yerli üretimi toplam talebi karşılamayan kuru meyvelerin ihracatını öngören belge müracaatları, proje bazında değerlendirmeye alınır. Bu kapsamda düzenlenecek DİİB’lerde, firma talebine istinaden eşdeğer eşya kullanılmayacağına dair özel şart ilave edilebilir.

 İhracat taahhüt listesinde ikincil işlem görmüş ürün bulunan DİİB’ler de dahil olmak üzere, döviz kullanım oranı % 80’i aşamaz.

Örnek 8: Yukarıda (Örnek 5’te) yer alan C firmasının, kuru yemiş, kuru meyveler ve sert kabuklu meyvelerin üretim, ihracat ve ithalatını yaptığını ve DİİB sahibi olduğunu varsayalım. C firması, ürün bazında azami (yani her üründen en fazla) 1.000 ton ithalat yapılabilir. DİİB kapsamında işlem görmüş ürün (şekerli mamuller, baklava vb.) bünyesinde ihraç edilmek kaydıyla ithal edilecek sert kabuklu meyveler, kuruyemiş ve kuru meyveler için yukarıda belirtilen hükümler uygulanmaz.

İşlem görmüş ürün olarak ihraç edilen yer fıstığının üretiminde kullanılan işlenmemiş yer fıstığının azami % 50’sinin ithalatı yapılabilir. DİR kapsamında kabuklu ceviz ve kabuklu bademin eşdeğer eşya olarak ithalatı yapılamaz.

Yerli üretimi olmayan ya da yerli üretimi toplam talebi karşılamayan kuru meyvelerin ihracatını öngören belge müracaatları, proje bazında değerlendirmeye alınır. Bu kapsamda düzenlenecek DİİB’lerde, firma talebine istinaden eşdeğer eşya kullanılmayacağına dair özel şart ilave edilebilir. İhracat taahhüt listesinde ikincil işlem görmüş ürün bulunan DİİB’ler de dahil olmak üzere, döviz kullanım oranı % 80’i aşamaz.

9) Pirinç

Çeltik veya kargo pirinç ithalatı karşılığında parlatılmış veya perdahlanmış pirinç ihracatı öngören DİİB’ler kapsamında aşağıda yer verilen hükümler çerçevesinde işlem tekemmül ettirilir.

İhracat taahhüt listesinde ikincil işlem görmüş ürün bulunan DİİB’ler de dahil olmak üzere, döviz kullanım oranı % 80’i aşamaz.

Eşdeğer eşya kullanılamaz.

10) Tütün ve Tütün Mamulleri

Tütün ve tütün mamulleri ihracatı öngören DİİB’ler kapsamında aşağıda yer verilen hükümler çerçevesinde işlem tekemmül ettirilir.

DİR kapsamında tütün mamulü olarak ihraç edilmek üzere tütün (şark tipi tütün hariç) ithalatı, 4733 sayılı “Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun”da belirtilen hükümler saklı kalmak kaydıyla yapılabilir.

Mezkûr Kanun uyarınca, Tarım ve Orman Bakanlığından izin alan yaprak tütün işleme tesisleri tarafından ise, sadece işlendikten sonra ihraç edilmek amacıyla yine Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından izin verilecek tütün çeşitlerinin ithalatı yapılabilir.

DİİB kapsamında tütün mamulleri üretiminde fire dikkate alınmaz.

Tütün işleme tesislerinde yaprak tütünlerin işlenmesi sırasında fiziksel ve kimyasal etkilerle meydana gelen toz, çürük, rutubet ve kuru madde kaybı miktarı toplam olarak % 10’u geçemez. Bu ürünlerden ekonomik değeri olanlar DİİB üzerine ikincil işlem görmüş ürün olarak kaydedilir. Diğerleri, Tarım ve Orman Bakanlığından izin almak kaydıyla ilgili mevzuata göre imha edilir.

Tütün mamulleri üretim sürecinde ortaya çıkan “tütün döküntüleri ve tozları” ve benzeri ürünler “ikincil işlem görmüş ürün” olarak DİİB üzerine kaydedilir. Sigara üretiminde ikincil işlem görmüş ürün miktarı, DİİB kapsamında yapılan tütün ithalat miktarının % 5,5’ini aşamaz.

Yaprak tütün ihracatında “eşdeğer eşya” kullanılamaz. Tütün mamullerinde “eşdeğer eşya” kullanılmasının öngörülmesi halinde bu husus DİİB üzerine “özel şart olarak” belirtilir.

İhracı taahhüt edilen tütün mamullerinin mamulat çeşidi bazında beyanı zorunludur.

Aracı ihracatçı ile yapılan ihracatlar DİİB taahhüdüne sayılmaz.

DİİB’lerin kapatılmasında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından düzenlenen ekspertiz raporları esas alınır.

 11) Peyniraltı Suyu Tozu, Süt ve Süt Mamulleri

DİR kapsamında süt tozu ithalatı karşılığında peyniraltı suyu tozu ihracatı öngören DİİB üzerine ekspertiz şartının ilave edilmesi zorunludur.

Süt ve süt mamulleri ihracatı öngören DİİB başvurularında Tarım ve Orman Bakanlığının uygunluk yazısı aranabilir.

12) Oyuncak

DİR kapsamında kaplanmış ürünlerin içinde ihraç edilen oyuncakların (sürpriz yumurta, top vb. şekillerde) cinsi ve adedinin gümrük beyannamesi üzerinde belirtilmesi zorunludur. Belge üzerinde özel şart yer almasına rağmen oyuncak adedinin kaydedilmediği gümrük beyannameleri kapatma aşamasında münhasıran belgede kayıtlı diğer hammaddeler minvalinde değerlendirmeye alınır.

Örnek 9: Ordu’da gıda sektöründe faaliyet gösteren D firmasının, DİR kapsamında çikolata ve fındık ezmesi/fındık kreması kaplı ürünler ihraç ettiğini bu ürünlerin içinde oyuncak türü küçük heykelcikler ve çizgi film karakterlerinin heykellerinin bulunduğunu varsayalım. Söz konusu oyuncak heykel ve heykelciklerin cinsi ve adedinin gümrük (ithalat ve ihracat) beyannamesi üzerinde belirtilmesi zorunludur. Belge üzerinde özel şartlar bölümünde yer almasına rağmen oyuncak adedinin kaydedilmediği gümrük beyannameleri kapatma aşamasında münhasıran belgede kayıtlı diğer hammaddeler minvalinde değerlendirmeye alınır.

13) Şeker

DİİB kapsamında 1701.99.10.00.11 GTİP’li kristal şeker ithalatının mamul ürün ihracatı öncesinde öngörülmesi durumunda, Tebliğ’in 9.maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla anılan ürün ithalatında asgari % 20 oranında teminat uygulanır.

DİİB’lerin kapatılmasında, Tarım ve Orman Bakanlığınca düzenlenen uygunluk yazısı aranır.

DİİB başvurularında, ihraç ürün bünyesinde kullanılan şekere ilişkin olarak azami % 3 fire oranı esas alınır.

Örnek 10: Yukarıda (Örnek 9’da) yer alan D firmasının sahip olduğu DİİB kapsamında, 1701.99.10.00.11 GTİP’li kristal şeker ithalatının mamul ürün ihracatı öncesinde öngörüldüğünü varsayalım. İhracat: 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliğ’in 9.maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla anılan ürün ithalatında asgari % 20 oranında teminat uygulanır.

Eşdeğer eşya olarak ithalatı yapılamayacak ürünler Tablo 1’de belirtilmektedir.

Tablo 1: 

İthal Ürün

İhraç Ürünü

Mısır

Makarna

Yemlik Buğday

Yem, Yumurta, Kanatlı Eti

Ayçiçeği Tohumu

Çerezlik Tüketime Yönelik İşlenmiş Ayçiçeği Tohumu

Kabuklu Ceviz

İç ve/veya İşlenmiş Ceviz

Kabuklu Badem

İç ve/veya İşlenmiş Badem

Susam

İşlenmiş Susam veya Tahin

Çörek Otu

Çörek Otu Yağı

Baharatlar

İşlenmiş Baharatlar

Bezelye

İşlenmiş Bezelye

Kapari

İşlenmiş Kapari

Hamsi

İşlenmiş Hamsi

Tereyağı

Mamul Ürünler

 (2016/1 Sayılı, Tarım Ürünlerine İlişkin Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinin 7.maddesi).

DİİB Süreleri: Gümrük Tarife Cetvelinin 1-24’üncü fasıllarında yer alan muhtelif tarım ürünlerinin ihracatına yönelik olarak düzenlenecek DİİB’lerin süreleri Tablo 2’de belirtilmektedir. Bu tabloda madde adı yer almayan tarım ürünlerine ilişkin DİİB süre müracaatları ise, 12 ayı aşmamak kaydıyla proje bazında değerlendirilmek suretiyle sonuçlandırılır. Belge süreleri farklı olan eşyaların ihracatını öngören DİİB başvurularında ise belge süresi kısa olan eşyanın DİİB süresi esas alınır.

Tablo 2: DİİB Süreleri (Ay)

Fasıl

Madde Adı

Süre

01

Civciv ve canlı kümes hayvanları

8

02 – 16

Büyükbaş ve kümes hayvanları etleri ve bunlardan elde edilen ürünler

8

03

Yavru balık yetiştiriciliği ile elde edilen taze, soğutulmuş, dondurulmuş, kurutulmuş, tütsülenmiş, tuzlanmış ve salamura edilmiş balıklar, balık filetoları

24

Taze, soğutulmuş veya dondurulmuş balıktan elde edilen kurutulmuş, tütsülenmiş, tuzlanmış, salamura edilmiş balıklar ve balık filetoları

12

04

Yumurtalar (işlenmiş yumurtalar dahil)

8

Peyniraltı suyu tozu, süt ve süt mamulleri

6

07

Bakliyat

6

İşlenmiş kuru sebzeler

6

Meyve sebze için ambalaj malzemesi ve paketleme işlemleri

6

08

Yaş ve kuru meyve karışımları ve kokteylleri

6

İşlenmiş kuru meyveler

6

09

İşlenmiş baharatlar

8

10

Parlatılmış veya perdahlanmış pirinç

6

11

Buğday unu ve mısır unu

6

Buğday unu ve mısır unu [Uluslararası devlet ihaleleri (Irak hariç), uluslararası kuruluş ihaleleri, ülkemizdeki kamu kurum ve kuruluşlarıyla yapılan yurt dışı insani yardım tedarik sözleşmeleri ve Libya’nın ithalatçı devlet şirketi NASCO ile yapılan kontratlar için] (Azami)

12

Nişastalar

6

İrmikler, pelletler, aşurelik buğday ve diğer işlenmiş hububat taneleri

6

Malt

8

07; 08;12;20

Sert kabuklu meyveler ve kuruyemişler

6

15

Margarinler

8

Ham veya rafine bitkisel yağlar

6

1604

Su ürünleri konserveleri

12

17; 20

Nişasta bazlı şekerler (glikoz, fruktoz vb.)

8

Cikletler

10

Lokum, cezerye, pişmaniye, şekerlemeler, yumuşak ve sert şekerler, helva, tahin ve diğer şekerli mamuller

10

18

Kakao tozu ve kakao yağı

6

Çikolata, kokolin ve bu fasılda yer alan diğer kakaolu mamuller

12

19

Baklava, kadayıf, bulgur, makarna, yufka, mantı

6

Çocuk mamaları, bisküvi, kek, gofret, pasta ve diğer ekmekçi mamulleri ile bu fasılda yer alan diğer ürünler

12

Reçeller, marmelatlar ve meyve püreleri

6

20

Meyve jöleleri

6

Sebze ve meyve konserveleri, turşular, salçalar, meyve suları

12

21

Toz jöle ve toz içecekler

6

Cikletler

10

Kahve, kuru ve yaş mayalar, kabartma tozları, soslar ve müstahzarlar, dondurma ve bu fasılda yer alan diğer işlenmiş gıdalar

8

22

Biralar

8

Sular, gazlı içecekler ve bu fasılda yer alan diğer ürünler

6

23

Karma yemler

6

24

Sigara ve diğer tütün mamulleri

8

(2016/1 Sayılı, Tarım Ürünlerine İlişkin Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinin 8.maddesi).

 Fire ve Kullanım Oranları: 1) DİİB düzenlenmesi aşamasında, işbu Genelge’de belirtilen fire ve kullanım oranlarını aşmamak veya verimlilik oranlarının altında kalmamak (Aşması/altında kalması veya belirtilmemesi halinde, Genelge’deki oranlar esas alınır.) kaydıyla kapasite raporunda (kapasite raporu düzenlenmeyen üretim faaliyetleri için ilgili kurumdan alınan belge) yer verilen ve/veya firma tarafından beyan edilen (Ekspertiz raporu marifetiyle tevsik edilmesi kaydıyla) fire, kullanım, verimlilik ve ikincil işlem görmüş ürün oranları esas alınır.

2) İşbu Genelge’de belirtilen fire/kullanım ve verimlilik oranları sırasıyla azami ve asgari oranları göstermekte olup, söz konusu oranların DİİB düzenlenmesi aşamasında esas alınması firmanın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Tablo 3: Fire Oranları

İŞLEM

Azami Fire Oranı (%)

Buğdayın işlem görmüş ürün elde etmeye hazır hale getirilmesi

3

Ham soya yağından rafine soya yağı

4

Ham mısır yağından rafine mısır yağı

8

Diğer ham bitkisel yağlardan rafine bitkisel yağlar

6

İşlenmiş yağların yeniden rafinasyona tabi tutulması

1

Ham susamdan işlenmiş susam veya tahin

25

 Tablo 4:  Yem Kullanımı

Madde Adı

Azami Yem Miktarı (Kg)

Canlı Piliç (1 Kg)*

1,9

Canlı Hindi (1 Kg)**

2,6

Canlı Büyükbaş Hayvan (1 Kg)***

7,24

Yarka Tavuk (1 Adet)

7,5

Orkinos Balığı (1 Kg)****

17

Levrek Balığı (1 Kg)

2,0

Çipura Balığı (1 Kg)

2,5

Sivriburun Karagöz Balığı (1 Kg)

2,0

Alabalık (1 Kg )

1,5

Sofralık Yumurta (1 Adet)

0,175

Kuluçkalık Yumurta (damızlık olmayan – yumurtacı) (1 Adet)

0,227

Kuluçkalık Yumurta (damızlık olmayan – etlik) (1 Adet)

0,360

Kuluçkalık Yumurta (damızlık – etlik) (1 Adet)

0,439

*  Canlı piliçten asgari % 75 verimlilik oranıyla piliç eti ve sakatat elde edilir.

** Canlı hindiden asgari % 78 verimlilik oranıyla hindi eti ve sakatat elde edilir.

*** Canlı büyükbaş hayvandan % 55 verimlilik oranıyla kemikli et elde edilir.

**** Yem hammaddesi olarak balık öngörülebilir.

 Tablo 5: Kümes Hayvanları Eti İhracatı Öngören DİİB’lerde Dikkate Alınacak Yem İçeriğindeki Hammadde Oranları

Madde Adı

Azami Oran %

Mısır, buğday, arpa*

65

Soya fasulyesi ve küspesi**

35

Ayçiçeği ve kanola küspesi**

6

Mısır gluteni

3

Bitkisel yağ***

5

* Tahıl ürünlerinin yem içerisindeki toplam oranı % 65’i aşamaz.

** Yağlı tohum ve türevlerinin yem içerisindeki toplam oranı % 35’i aşamaz.

***Yurt içi alım şartı ile belgeye kaydedilir.

Tablo 6: Yumurta İhracatı Öngören DİİB’lerde Dikkate Alınacak Yem İçeriğindeki Hammadde Oranları

Madde Adı

Azami Oran %

Mısır*

65

Arpa*

25

Buğday*

50

Soya küspesi **

35

Soya fasulyesi **

25

Ayçiçek tohumu küspesi**

20

Bitkisel yağ***

3

Mısır gluteni

6

Razmol – Kepek

20

Buğday kırığı

15

* Tahıl ürünlerinin yem içerisindeki toplam oranı %65’i aşamaz.

** Yağlı tohum ve türevlerinin yem içerisindeki toplam oranı %35’i aşamaz.

***Yurt içi alım şartı ile belgeye kaydedilir.

Tablo 7: Peynir Üretimi için Süt Tozu ve Tereyağı Kullanımı

Ürün Adı

(1 Kg)

Azami Süt tozu Miktarı

(Kg)

Azami Tereyağı Miktarı

(Kg)

Eritme Peyniri

0,64

0,42

Beyaz Peynir

0,48

0,22

Kaşar peyniri

0,96

0,43

Örme peyniri

0,96

0,43

Tulum peyniri

0,96

0,43

(2016/1 Sayılı, Tarım Ürünlerine İlişkin Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinin 9.maddesi). 

 Verimlilik ve İkincil İşlem Görmüş Ürün Oranları: Muhtelif tarım ürünlerinin işlenmesi sonucunda ortaya çıkması öngörülen asgari asıl işlem görmüş ürün (verimlilik) ve azami ikincil işlem görmüş ürün oranları Tablo 8’de belirtilmektedir. Ancak, Tablo 8’de belirtilen oranların DİİB düzenlenmesi aşamasında esas alınması firmanın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.

Tablo 8: Verimlilik ve İkincil İşlem Görmüş Ürün Oranları

İthal Ürün

İhracat Taahhüdü /

Asgari Verimlilik Oranı (%)

İkincil İşlem Görmüş Ürün / Azami Oran (%)

Buğday

Un / 74

Kepek / 26

Ayçiçeği tohumu

Ham ayçiçeği yağı / 41

Küspe / 59

Soya fasulyesi

Ham soya yağı / 18

Küspe / 82

Çeltik*

Parlatılmış veya perdahlanmış pirinç / 50

Kavuz / 20

Kepek / 10

Kırık Pirinç / 15

Diğer Taneler / 5

Kargo pirinç

Parlatılmış veya perdahlanmış pirinç / 87,5

Kepek / 12,5

Mercimek

İç mercimek / 80

Kepek / 20

Kabuklu ceviz

İç ceviz / 40

Kabuk / 60

Şili menşeli kabuklu ceviz

İç ceviz / 48

Kabuk / 52

Kabuklu badem

İç badem / 44

Kabuk / 56

* Üretim aşamasında kırık pirinç elde edilmemesi durumunda asgari verimlilik oranı % 65 olarak uygulanır.

(2016/1 Sayılı, Tarım Ürünlerine İlişkin Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinin 10.maddesi). 

– Bu Genelge kapsamında ortaya çıkabilecek özel ve zorunlu durumları inceleyip sonuçlandırmaya ve uygulamada ortaya çıkacak ihtilafları idari yoldan çözümlemeye Ticaret Bakanlığı (İhracat Genel Müdürlüğü) yetkilidir. İhracat: 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği’nin uygulanmasına ilişkin olarak işbu Genelge’de düzenlenmeyen hususlarda İhracat: 2008/1 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Genelgesi hükümleri esas alınır.

SONUÇ

Dahilde işleme izni, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 80.maddesi çerçevesinde, işleme faaliyetlerini yapan veya yaptıran kişinin talebi üzerine verilebilir. Ek-7’de yer alan listedeki eşyalar hariç olmak üzere, Dahilde işleme izni sadece; 1-a) Türkiye Gümrük Bölgesinde yerleşik kişilere, b) Gümrük Kanunu’nun 108.maddenin 3.ncü fıkrasının (d) bendinde belirtilen eşyanın kullanımı hariç, ithal eşyasının işlem görmüş ürünler içerisinde mevcudiyetinin veya Kanunun 109.maddesi kapsamında eşdeğer eşya için konulmuş koşullara uyulduğunun tespit edilebildiği hallerde, c) Türkiye Gümrük Bölgesindeki üreticilerin temel ekonomik çıkarlarının olumsuz etkilenmemesi şartıyla, dahilde işleme rejiminin işlem görmüş ürünlerin ihracı veya yeniden ihracı için en iyi imkanların oluşturulmasına yardımcı olduğu hallerde verilir. (c) bendinde belirtilen halleri belirlemeye Cumhurbaşkanı yetkikidir. Ticari nitelikte olmayan dahilde işleme amaçlı ithalat için Türkiye Gümrük Bölgesi dışında yerleşik kişilere de izin verilmesi mümkündür.

Dahilde İşleme Rejimi kapsamında, ithali vergiye tabi tarım ürünlerine ve yurt içi alımlara uygulanacak dahilde işleme tedbirlerine ilişkin genel hükümler aşağıda belirtilmiştir; a) Dış ticaret sermaye şirketleri, sektörel dış ticaret şirketleri, imalatçı-ihracatçılar ve sermayesinin en az % 51’inin imalatçıya ait olması kaydıyla ihracatçılar için DİİB düzenlenir. DİİB sahibi imalatçı-ihracatçıların, belge ihraç taahhüdündeki işlem görmüş ürünün üretiminin bir kısmını veya bir aşamasını yan sanayiciye yaptırmasına izin verilebilir. Ancak, bu firmalarca, belge ihraç taahhüdündeki işlem görmüş ürünün üretiminin tamamı yan sanayiciye yaptırılamaz.

b) DİİB kapsamında döviz kullanım oranı azami % 80’dir. Ancak, ikincil işlem görmüş tarım ürünü taahhüdü içeren belgelerde bu oran azami % 100 olarak tespit edilebilir. DİİB kapsamındaki yurt içi alımlarda ve bedelsiz ithalatta döviz kullanım oranı aranmaz.

Kerim Çoban

Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

Continue reading

Tarım Ürünleri ve Dahilde İşleme Hükümleri (1)

Tarım Ürünleri ve Dahilde İşleme Hükümleri (1)

29

Haziran,2020

ÖZET

Dahilde işleme rejimi kapsamında, serbest dolaşımda olmayan eşya, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebilir. Eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminat iade olunur. Eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına şartlı muafiyet sistemi denir. Serbest dolaşımda bulunan eşyanın işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilmesi halinde, bu eşyanın serbest dolaşıma girişi esnasında tahsil edilmiş olan ithalat vergileri, dahilde işleme rejimi kapsamında geri verilir. Eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasına geri ödeme sistemi denir.

İthal eşyasının ve işlem görmüş ürünün asgari 8 (sekiz)’li bazda gümrük tarife istatistik pozisyonu (Tarım ürünlerinde münhasıran 12 “oniki”’libazda), adı, verimlilik oranına göre belirlenen miktarı ve değeri ile belge kapsamındaki işlemler için satır kodu, belge/izin süresi, döviz kullanım oranı, varsa yan sanayici, belirlenerek, proje bazında dahilde işleme izin belgesi/dahilde işleme izni verilir. Geçici veya kati anti-damping vergisi veya sübvansiyon vergisine tabi eşyanın ithalatında anti-damping ve sübvansiyon vergisinin % 100’ü teminata bağlanır.

Anahtar kelimeler: DİR, DİİB, Dİİ, Şartlı muafiyet sistemi, Geri ödeme sistemi Satır kodu,  …

GİRİŞ 

Dahilde işleme izni kapsamında (Ek-7’de yer alan listedeki eşyalar hariç olmak üzere), aşağıda belirtilen işlemlere konu eşyanın ithaline izin verilir. Bu eşyalar; 1-a) Elyaf, iplik, ham ve mamul mensucat (astar dahil) gibi temel tekstil hammaddeleri ile tekstil ve deri kimyasal maddeleri dışında kalan yardımcı maddelerin (tela, etiket, düğme, fermuar, çıtçıt, rivet, askı, kuşgözü, şerit, kordela, lastik vb.) ithalatını müteakip, ihraç ürünlerinin elde edilmesinde kullanılması, b) Kıymetli maden ve taşların, 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Karar hükümleri çerçevesinde ithalatını müteakip, işlendikten sonra ihraç edilmek üzere işçiliğe tabi tutulması, c) Eşyanın korunması, görünüş ya da satış kalitesinin iyileştirilmesi, yeniden dağıtım veya yeniden satış için hazırlanmasına yönelik işlemler, d) Eşyanın montajı, kurulması, diğer eşyayla birleştirilmesi, bir araya getirilmesi veya ihraç edilecek eşyanın tamamlanması dahil olmak üzere işçiliğe tabi tutulması, e) Eşyanın yenilenmesi ve düzenli hale getirilmesi dahil olmak üzere tamir edilmesi veya boyanması, f) Eşyanın elden geçirme ve ayarlar da dahil olmak üzere onarımı, g) Eşyanın baskı işlemine tabi tutulması, asorti edilmesi, etiketlenmesi, ambalajlanması, temizlenmesi, elenmesi, fiziksel boyutunun değiştirilmesi, kavrulması veya kabuğundan ayrılması, asorti bağırsağın tüplenmesi, h) Fide ithalatına müteakip, ihraç edilmek üzere kesme çiçek yetiştirilmesi, i) Çelik filmaşin ithalatına müteakip, ihraç edilmek üzere çivi ve sıcak çekme siyah tel üretimi, k) Rulo sacın ithalatını müteakip, ihraç edilmek üzere kesilmiş sac elde edilmesinde kullanılması, l) Bedelsiz olarak ithal edilen eşyanın işleme faaliyetine tabi tutulması (Tarım ürünlerindeki bedelsiz ithalat, Savunma Sanayi Projeleri kapsamında bedelsiz ithalat ile 8531.20.40 gümrük tarife istatistik pozisyonunda yer alan “Aktif matris sıvı kristal tertibatlı olanlar  (LCD)” isimli maddenin bedelsiz ithalatı hariç olmak üzere). 2) Bakanlığının (Gümrükler Genel Müdürlüğü) görüşü alınmak suretiyle İhracat Genel Müdürlüğü’nce birinci fıkrada belirtilen dahilde işleme izninin kapsamı genişletilebilir.

I- TANIMLAR

Bakanlık: Ticaret Bakanlığını,

Topluluk: Avrupa Topluluğunu (Avrupa Birliğini),

Üçüncü Ülke: Avrupa Topluluğuna üye ülkeler dışındaki ülkeleri,

Serbest Bölgeler: Türkiye Gümrük Bölgesi üzerindeki serbest bölgeleri,

Serbest Dolaşımda Bulunan Eşya: 4458 sayılı Gümrük Kanununun 18.maddesi hükmüne göre tümüyle Türkiye Gümrük Bölgesinde elde edilen ve bünyesinde Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki ülke veya topraklardan ithal edilen girdileri bulundurmayan veya şartlı muafiyet düzenlemelerine tabi tutulan eşyadan elde edilen ve tabi olduğu rejim hükümleri uyarınca özel ekonomik önem taşımadığı tespit edilen veya Türkiye Gümrük Bölgesi dışındaki ülke veya topraklardan serbest dolaşıma giriş rejimine tabi tutularak ithal edilen veya Türkiye Gümrük Bölgesinde yukarıda belirtilen eşyadan ayrı ayrı veya birlikte elde edilen veya üretilen eşyayı,

İşleme Faaliyeti: Eşyanın montajı, kurulması ve diğer eşya ile birleştirilmesi dahil olmak üzere işçiliğe tabi tutulması, işlenmesi, yenilenmesi, düzenli hale getirilmesi dahil olmak üzere tamir edilmesi ile işleme sırasında tamamen veya kısmen tüketilse dahi işlem görmüş ürünün bünyesinde bulunmayan ancak, bu ürünün üretilmesini sağlayan veya kolaylaştıran önceden belirlenmiş bazı eşyanın kullanılmasını,

İşleme Faaliyetleri: a) Eşyanın montajı, kurulması ve diğer eşya ile birleştirilmesi dahil olmak üzere işçiliğe tabi tutulmasını, b) Eşyanın işlenmesini, c) Eşyanın yenilenmesi ve düzenli hale getirilmesi dahil olmak üzere tamir edilmesini, d) İşleme sırasında tamamen veya kısmen tüketilseler dahi, işlem görmüş ürünler içinde bulunmayan ancak, bu ürünlerin üretilmesini sağlayan veya kolaylaştıran önceden belirlenmiş bazı eşyanın kullanılmasını,

Şartlı Muafiyet Sistemi: Serbest dolaşımda olmayan eşyanın, işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden yeniden ihraç edilmesi amacıyla, gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın ve vergileri teminata bağlanmak suretiyle, dahilde işleme rejimi kapsamında geçici olarak ithal edilebilmesini, eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihracı halinde, teminatın iade edilmesi ve eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasını,

Satır Kodu: Dahilde işleme izin belgesinde yer alan, ithal ve ihraç eşyasını tarif eden ve Bakanlığımız ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı arasındaki Dahilde İşleme Rejimine ilişkin bilgi iletişiminde dikkate alınacak belge numarasını da içeren kod bilgisini,

Geri Ödeme Sistemi: Serbest dolaşımda bulunan eşyanın işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmasından sonra Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilmesi halinde, bu eşyanın serbest dolaşıma girişi esnasında tahsil edilmiş olan ithalat vergilerinin, dahilde işleme rejimi kapsamında geri verilmesini ve eşyanın bu şekilde dahilde işleme rejiminden yararlanmasını,

İşlem Görmüş Ürün: İşleme faaliyetleri sonucunda elde edilen asıl veya ikincil işlem görmüş ürün, başka bir değişle, işleme faaliyetleri sonucunda elde edilen tüm ürünleri,

Asıl İşlem Görmüş Ürün: Dahilde işleme rejimi kapsamında elde edilmesi amaçlanan ürünü,

İkincil İşlem Görmüş Ürün: İşleme faaliyetleri sonucunda elde edilen asıl işlem görmüş ürün dışındaki ürünü/ürünleri,

İthal Eşyası: İşlem görmüş ürünün elde edilmesinde kullanılan hammadde, yardımcı madde, yarı mamul, mamul ile işlem görmüş ürünün bünyesinde yer almamakla birlikte çalışmasını sağlayan madde (yakıt ve yağ dahil) ya da hizmetin devamını sağlayan madde (yedek parça, vb.), ambalaj ve işletme malzemesini,

İşletme Malzemesi: İşleme faaliyetleri sırasında tamamen veya kısmen tüketilseler dahi, ihracı taahhüt edilen işlem görmüş ürünün elde edilmesinde kullanılan ancak ürünün bünyesinde yer almayan ve sabit tesislerin çalışabilir durumda olmasını temin eden (enerji ve yakıt hariç), yatırım malı makine ve teçhizat niteliğinde olmayan malzemeyi,

Tarım Ürünleri: İthalat Rejimi Kararının ilgili listelerinde yer alan ve toprakta veya yeni üretim teknikleri ve teknolojileri kullanarak topraksız ortamda yetiştirilen bitkisel ürünler, hayvancılık, balıkçılık ile diğer su ürünleri ve bunların ilk işleme tabi tutulmuş şekillerini,

İşlenmiş Tarım Ürünleri: İthalat Rejimi Kararının ilgili listesinde yer alan ve bünyesinde temel tarım ürünlerini (hububat, şeker ve süt) bulunduran ürünleri,

Fire Ve Zayiat: İthal eşyasından, işleme faaliyetleri esnasında buharlaşma, gaz olarak havaya karışma, kuruma veya damıtma sonucu tahrip veya zayi şeklindeki eksilmeleri,

Verimlilik Oranı: Belirli miktardaki eşyanın işlenmesi sonucunda elde edilen işlem görmüş ürünün miktarı veya yüzde oranını,

Döviz Kullanım Oranı: Dahilde işleme izin belgesi/dahilde işleme izni kapsamındaki CIF ithal (yurt içi alımlar hariç) tutarının FOB ihraç tutarına (ikincil işlem görmüş ürünün serbest dolaşıma giriş rejimi hükümlerine göre ithalatının yapılması halinde bu ürünün gümrük kıymeti dahil) olan yüzde oranını,

Eşdeğer Eşya: İşlem görmüş ürünün elde edilmesinde ithal eşyasının yerine kullanılan ve ithal eşyası ile asgari 8 (sekiz)’li bazda gümrük tarife istatistik pozisyonu, ticari kalite ve teknik özellikleri itibarıyla aynı kalite ve nitelikleri taşıyan serbest dolaşımda bulunan eşyayı,

Ticaret Politikası Önlemleri: İthalat Rejimi Kararının 4 üncü maddesinde belirtilen mevzuat çerçevesinde alınan önlemleri,

Dahilde İşleme İzin Belgesi: İhracat ile ihracat sayılan satış ve teslimlerde gümrük muafiyetli ithalat ve/veya yurt içi alımlara imkan sağlayan Bakanlıkça düzenlenen belgeyi,

Belge: Dahilde işleme izin belgesini,

Belge Süresi: Dahilde işleme izin belgesi üzerinde kayıtlı bulunan ve belge kapsamında ithalat ve/veya ihracat işlemlerinin gerçekleştirileceği ve tüm istisnaların uygulanacağı dönemi,

Dahilde İşleme İzni: İhraç amacıyla gümrük muafiyetli ithalata imkan sağlayan ve gümrük idaresince verilen izni, 

İzin: Dahilde işleme iznini,

İfade eder (4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 108.maddesi, Gümrük Yönetmeliği’nin 349.maddesi, 2005/8391 Sayılı Dahilde İşleme Rejimi Kararı’nın 3.maddesi, 2006/12 Sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği’nin 3.maddesi, Dahilde İşleme Rejimine İlişkin İşlemlerin Bilgisayar Veri İşleme Tekniği Yoluyla Yapılmasına Dair 2007/2 Sayılı Tebliğin 4.maddesi ).

II- İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ

Genel Esaslar: 1) Dahilde İşleme Rejimi kapsamında, ithali vergiye tabi tarım ürünlerine ve yurt içi alımlara uygulanacak dahilde işleme tedbirlerine ilişkin genel hükümler aşağıda belirtilmiştir;

a) Dış ticaret sermaye şirketleri, sektörel dış ticaret şirketleri, imalatçı-ihracatçılar ve sermayesinin en az % 51’inin imalatçıya ait olması kaydıyla ihracatçılar için DİİB düzenlenir. DİİB sahibi imalatçı-ihracatçıların, belge ihraç taahhüdündeki işlem görmüş ürünün üretiminin bir kısmını veya bir aşamasını yan sanayiciye yaptırmasına izin verilebilir. Ancak, bu firmalarca, belge ihraç taahhüdündeki işlem görmüş ürünün üretiminin tamamı yan sanayiciye yaptırılamaz.

b) DİİB kapsamında döviz kullanım oranı azami % 80’dir. Ancak, ikincil işlem görmüş tarım ürünü taahhüdü içeren belgelerde bu oran azami % 100 olarak tespit edilebilir. DİİB kapsamındaki yurt içi alımlarda ve bedelsiz ithalatta döviz kullanım oranı aranmaz.

c) Herhangi bir firma adına ilk defa düzenlenecek DİİB’lerde, firmaya ait kapasite raporunda kayıtlı yıllık üretim miktarının azami 1/4’ü esas alınarak belge düzenlenir. Daha sonraki başvurular ise; önceki belgelerde kullanılan miktar, belge süresi ve açık belgelerde gerçekleşen ihracat miktarları dikkate alınmak suretiyle değerlendirmeye alınır.

Örnek 1: Konya’da un ve un mamulleri üzerine faaliyet gösteren A firmasının, un öğütme kapasitesinin 4.000 ton olduğunu ve adı geçen firmanın un üretip ihraç etmek için DİİB müracaatı yaptığını varsayalım. Kapasite raporunda kayıtlı yıllık üretim miktarı: 4.000 ton, DİİB süresi: 12 ay, İlk DİİB ihracat taahhüdü (azami): (Toplam üretim kapasitesi) x 1/4 = (4.000) x (1/4) = 1.000 ton (azami) olur.

ç) İşbu Genelge’de yer alan indirimli teminat, aracı ihracatçı, dönemsel ithalat kısıtlamaları ile ekspertiz şartı ve benzeri hususlara ilişkin düzenlemeler, DİİB’in özel şartlar bölümüne kaydedilir. Ancak, DİİB’in özel şartlar bölümünde yer almayan, Genelge kapsamında düzenlenen tüm usul ve esaslara ilişkin şartların yerine getirilmesi firmaların sorumluluğundadır.

d) Uluslararası devlet ihaleleri ile Birleşmiş Milletler, Kızılhaç vb. uluslararası kuruluşların açmış oldukları ihaleleri kazanan firmalar ile ülkemizdeki kamu kurum/kuruluşları ve Kızılayla yurt dışı insani yardım için tedarik sözleşmesi yapan firmalara veya ihale/sözleşme konusu taahhüdü kısmen ya da tamamen yerine getirmek üzere ihaleyi kazanan/sözleşme yapan firmayla anlaşan firmalara, işbu Genelge’de öngörülen tahsisat limitleri ile açık belgelerdeki ihracat gerçekleşmeleri aranmaksızın, DİR kapsamında ihale/sözleşme konusu işlem görmüş ürünün üretiminde kullanılacak miktar kadar hammadde ithalatına yönelik DİİB düzenlenebilir. Bu firmaların, DİİB kapsamındaki üretimin bir kısmını veya bir aşamasını, yan sanayiciye yaptırmasına izin verilebilir. Ayrıca, söz konusu DİİB kapsamındaki hammadde ithalatında dönemsel ithalat kısıtlaması uygulanmaz, ithalat yapılabilmesi için önce ihracat şartı aranmaz. Bakanlık ihale/sözleşme konusu ürünlerin kapsamına kısıtlama getirebilir. İşbu hüküm uyarınca düzenlenen belgeler kapsamında sadece ihale/sözleşme konusu ülke veya ülkelere ihale/sözleşme şartları çerçevesinde yapılan ihracatlar DİİB’in ihracat taahhüdüne sayılır.

e) İşbu Genelge’nin 7’nci, 9’uncu ve 10’uncu maddelerinde belirtilen fire, kullanım ve verimlilik oranları, DİİB kapsamında ithal edilen hammaddelerin işlenmesi sonucu ortaya çıkan azami fire ve kullanım oranları ile asgari verimlilik oranlarını göstermektedir. İşleme faaliyetini müteakip, daha yüksek verimlilik oranıyla üretim sonucu DİİB üzerinde öngörülenden fazla asıl işlem görmüş ürün elde edilmesi durumunda, elde edilen ürünün tamamının ihraç edilmesi esastır/şarttır.

f) DİİB başvurularına yönelik değerlendirme süreci, işbu Genelge’de yer verilen düzenlemeler ile tarım ürünleri piyasa dinamikleri ve dış ticaret politikaları göz önünde bulundurularak, proje bazında tekemmül ettirilir (2016/1 Sayılı,Tarım Ürünlerine İlişkin Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinin 5.maddesi).

 Örnek 2-a) A firmasının, Uluslararası devlet ihaleleri ile Birleşmiş Milletler, Kızılhaç vb. uluslararası kuruluşların açmış oldukları ihaleleri kazanan firmalar ile ülkemizdeki kamu kurum/kuruluşları ve Kızılay’la yurt dışı insani yardım için tedarik sözleşmesi yaptığını, veya ihale/sözleşme konusu taahhüdü kısmen ya da tamamen yerine getirmek üzere ihaleyi kazanan/sözleşme yapan bir firmayla anlaştığını varsayalım. A firmasına/A firması nadına, 2016/1 Sayılı, Tarım Ürünlerine İlişkin Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinde öngörülen tahsisat limitleri ile açık belgelerdeki ihracat gerçekleşmeleri/gerçekleşme oranları, miktarları aranmaksızın, DİR kapsamında ihale/sözleşme konusu işlem görmüş ürünün üretiminde kullanılacak miktar kadar hammadde ithalatına yönelik DİİB düzenlenebilir. A firmasının, DİİB kapsamındaki üretiminin bir kısmını veya bir aşamasını, yan sanayiciye yaptırmasına izin verilebilir. Ayrıca, söz konusu DİİB kapsamındaki hammadde ithalatında dönemsel ithalat kısıtlaması uygulanmaz, ithalat yapılabilmesi için önce ihracat şartı aranmaz. İşbu hüküm uyarınca düzenlenen belgeler kapsamında sadece ihale/sözleşme konusu ülke veya ülkelere ihale/sözleşme şartları çerçevesinde yapılan ihracatlar DİİB’in ihracat taahhüdüne sayılır.

b) A firmasının, işleme faaliyetini müteakip, daha yüksek verimlilik oranıyla üretim yapması sonucu DİİB üzerinde öngörülenden fazla asıl işlem görmüş ürün elde etmesi durumunda, elde edilen ürünün tamamının ihraç edilmesi esastır/şarttır.

 DİİB ile İlgili İthalat Listesine İlişkin Hükümler: 1) Aşağıda belirtilen eşyaların “DİİB ile İlgili İthalat Listesi”ne eklenmesine ilişkin talepler; Bu eşyaların sadece Tebliğ’in {İhracat: 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği} 7.maddesindeki katma değer vergisinde tecil-terkin sistemi hükümleri çerçevesinde yurt içi piyasadan temin edilmesi ve/veya Tebliğ’in 38.maddesinin onuncu fıkrasında belirtilen belgeden belgeye teslim hükümleri çerçevesinde olması halinde değerlendirmeye alınır. a) Canlı büyükbaş, küçükbaş, kümes ve süs hayvanları, b) Et ve et ürünleri (tavşan eti hariç), c) Canlı balık (orkinos ve larva hariç), ç) Kuru meyveler (Yerli üretimi bulunmayan veya yerli üretimi toplam talebi karşılamayan ürünler/çeşitler/tipler hariç), fındık ve antep fıstığı, d) Yaş meyve ve sebzeler (Yerli üretimi bulunmayanlar veya yerli üretimi toplam talebi karşılamayanlar hariç), e) Zeytin ve zeytinyağı, f) Salça, g) Meyve ve sebze konserveleri (Yerli üretimi bulunmayan veya yerli üretimi toplam talebi karşılamayanlar hariç), ğ) Çay, h) Elma suyu ve konsantresi (Malik asit değeri % 3 ve üzeri olan elma konsantresi hariç), kayısı suyu ve konsantresi, üzüm suyu ve konsantresi, domates suyu ve konsantresi ile havuç suyu ve konsantresi, ı) Meşrubat, alkollü içkiler ve sirke, i) Lokum, helva, reçel, şekerleme, çikolata, kek, bisküvi, gofret, ciklet, dondurma, bal, yoğurt, süt, krema, un, makarna, bulgur ve buğday irmiği, j) Kabuğunu çıkartma işlemine tabi tutulacak nohut ve fasulye k) Bağırsak, Çiçek Fidesi ile 1605.40.00.00.11 GTİP’li salyangoz. (Söz konusu ürünler Dİİ kapsamında değerlendirilir.) (2016/1 Sayılı, Tarım Ürünlerine İlişkin Dahilde İşleme Rejimi Genelgesinin 6.maddesi).

 DİR Kapsamında Özel Düzenlemeye Tabi Eşyalar:  DİR kapsamında özel düzenlemeye tabi olan eşyalara ilişkin hükümler aşağıda yer almaktadır. Söz konusu eşyalara ilişkin DİİB talepleri, işbu maddede yer alan hükümler de dikkate alınarak değerlendirmeye alınır. Bu eşyalar:

1) Buğday

a) Genel Esaslar; İşbu Genelge’nin 5.maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, DİR kapsamında buğday ithalatı gerçekleştirilmesini müteakip, ithal edilen eşyaya tekabül eden miktarda buğday unu, buğday irmiği, makarna, bulgur ve aşurelik buğday ihracatı yapılır.

Makarna, irmik ve şehriye ihracatına yönelik belge talepleri, anılan ürünlerin makarnalık buğdaydan (durum buğdayı – GTİP: 1001.19.00.00.00) elde edilmesi halinde değerlendirmeye alınır. Ancak, Afrika ülkelerine yapılacak ihracatta, buğday ithalatı gerçekleştirilmesini müteakip, ithal edilen eşyaya tekabül eden miktarda makarna ihracatı yapılması, ihraç ürününün bünyesinde azami % 30 oranında “adi buğday” kullanılması, ihraç edilen eşyanın ambalajında makarnalık ve adi buğdayın kullanım oranlarının belirtilmesi kaydıyla, makarnalık ve adi buğdaydan üretilen makarna ve şehriye ihracatını öngören belge talepleri de değerlendirmeye alınabilir. Bu kapsamda düzenlenen DİİB’lerin kapatılmasında yukarıda belirtilen şartların sağlandığına ilişkin yeminli mali müşavir raporu aranır.

Bulgur ihracatı karşılığında 1001.19.00.00.00 GTİP’li makarnalık buğday, 1001.99.00.00.11 GTİP’li adi buğday ve 1001.99.00.00.13 GTİP’li kaplıca (kızıl) buğday ithalatına ilişkin DİİB düzenlenebilir.

Buğday unu, bulgur ve aşurelik buğday ihracatında; işbu Genelge’nin 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, fabrika binası kendisine ait olan firmalar tarafından ilk DİİB’de azami 1.500 ton buğday ithalatı yapılabilir. Sadece faal bir tesisi (fabrika binası) kiralayarak kendi adına kapasite raporu alan firmalar tarafından ise; ilk DİİB’de azami 1.500 ton, daha sonraki DİİB’lerde ise firma performansı dikkate alınarak, açık DİİB’ler kapsamında miktar bazında asgari % 50 ihracat gerçekleşmesi kaydıyla, azami 7.000 ton buğday ithalatı yapılabilir. Bu firmalar için, Tebliğ’in 9.maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla indirimli teminat uygulanmaz.

b) Verimlilik Oranı; Buğday unu ihracatı karşılığında buğday ithalatı öngörülen DİİB’ler kapsamında asgari % 74 verimlilik oranı esas alınır.

c) Aracı İhracatçı; İşbu Genelge’nin 5.maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, grup firmaları haricinde aracı ihracatçı ile yapılan ihracat, DİİB kapsamındaki buğday unu ihracatı taahhüdüne sayılmaz.

ç) İkincil İşlem Görmüş Ürün; “Bulgur/aşurelik buğday”, “makarna/şehriye/irmik” ve “buğday unu” ihracatı öngören DİİB başvurularında, ikincil işlem görmüş ürünler için sırasıyla 65 $/ton, 80 $/ton ve 90 $/ton seviyelerinden düşük olmamak üzere gerçek değerler üzerinden birim fiyat beyan edilir.

Örnek 3: Adana’da faaliyet gösteren B firmasının fabrika binasının kendisine ait olduğunu, buğday unu, bulgur ve aşurelik buğday üretim ve ihracatıyla iştigal ettiğini varsayalım. 2016/1 Sayılı, Tarım Ürünlerine İlişkin Dahilde İşleme Rejimi Genelgesi’nin 5.maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ilk DİİB’de azami 1.500 ton buğday ithalatı yapılabilir. Daha sonraki DİİB’lerde ise firma performansı dikkate alınarak, açık DİİB’ler kapsamında miktar bazında asgari % 50 ihracat gerçekleşmesi kaydıyla, azami 7.000 ton buğday ithalatı yapılabilir. 2006/12 Sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği’in 9.maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla indirimli teminat uygulanmaz. Buğday unu ihracatı karşılığında buğday ithalatı öngörülen DİİB’ler kapsamında asgari % 74 verimlilik oranı esas alınır. “Bulgur/aşurelik buğday”, “makarna/şehriye/irmik” ve “buğday unu” ihracatı öngören DİİB başvurularında, ikincil işlem görmüş ürünler için sırasıyla 65 $/ton, 80 $/ton ve 90 $/ton seviyelerinden düşük olmamak üzere gerçek değerler üzerinden birim fiyat beyan edilir.

2) Mısır

İşbu Genelge’nin 5.maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri ile 7.maddesinin birinci fıkrasının   

2) Mısır başlığı altındaki dördüncü paragrafı hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ihraç edilen eşyaya tekabül eden miktardaki mısır hariç olmak üzere, DİR kapsamında “15 Ağustos – 30 Kasım” tarihleri arasında mısır ithalatı yapılamaz.

Eşdeğer eşya olarak mısır ithalatı yapılmaması ve/veya yurtiçinden mısır irmiği temin edilmesi kaydıyla, mısır irmiğinden elde edilen makarna için DİİB düzenlenebilir. Bu kapsamda düzenlenen DİİB’lerin kapatılmasında yukarıda belirtilen şartların sağlandığına ilişkin yeminli mali müşavir raporu aranır.

Faal bir tesisi (fabrika binası) kiralayarak kendi adına kapasite raporu alan firmaların mısır irmiği ihracatı öngören DİİB düzenlenmesine yönelik başvuruları değerlendirmeye alınmaz. Mısır irmiği ihracatı öngörülen DİİB’lerde, fire ve/veya verimlilik oranından kaynaklanan revize gerekliliği hariç olmak üzere, ihracat taahhüdünü aşan ihracat miktarı belge kapsamında değerlendirilmez ve revize işlemine konu edilmez.

Organik kırık mısır ihracatı öngörülen DİİB’ler kapsamında; döviz kullanım oranının % 80’i aşmaması, eşdeğer eşya kullanılmaması, indirimli teminat uygulanmaması, asgari % 95 randıman oranının esas alınması, üretim aşamasında herhangi bir fire öngörülmemesi, ithal edilen ürünün ihraç edilen ürün bünyesinde yer aldığına dair ayniyatın yapılması, ihraç edilecek ülkenin DİİB başvurusu esnasında açıkça belirtilmesi ve bir takvim yılı içerisinde ihracatı öngörülen organik kırık mısır miktarının firmanın yıllık üretim kapasitesini aşmayacak şekilde sınırlandırılması kaydıyla organik mısır ithalatı yapılabilir. Bu kapsamda, sadece DİİB özel şartında belirtilen ülkeye gerçekleştirilen ihracatlar DİİB’in ihracat taahhüdüne sayılır. Ayrıca, söz konusu DİİB’ler kapsamındaki organik mısır ithalatında dönemsel ithalat kısıtlaması uygulanmaz. Anılan DİİB başvuruları kapsamında, ihraç ve ithal listesinde yer alan ürünlere “organik” ibaresinin eklenmesi ve ihraç edilecek ürünün ülkemiz organik mevzuatı çerçevesinde Tarım ve Orman Bakanlığınca yetkilendirilmiş kuruluşlarca sertifikalandırılarak organik olduğunun tespit edilmiş olması gerekmektedir.

Örnek 4: Yukarıda (Örnek 3’te) yer alan B firmasının, DİİB kapsamında mısır ithalatı ve işlenmiş ürün ihracatı yaptığını varsayalım. B firması, 2016/1 Sayılı, Tarım Ürünlerine İlişkin Dahilde İşleme Rejimi Genelgesi’nin 5.maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri ile 7.maddesinin birinci fıkrasının mısır başlığı altındaki dördüncü paragrafı hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ihraç edilen eşyaya tekabül eden miktardaki mısır hariç olmak üzere, DİR kapsamında “15 Ağustos – 30 Kasım” tarihleri arasında mısır ithalatı yapamaz. B firmasının, faal bir tesisi (fabrika binası) kiralayarak kendi adına kapasite raporu alması durumunda, firmanın mısır irmiği ihracatı öngören DİİB düzenlenmesine yönelik başvurusu değerlendirmeye alınmaz. Mısır irmiği ihracatı öngörülen DİİB’de, fire ve/veya verimlilik oranından kaynaklanan revize gerekliliği hariç olmak üzere, ihracat taahhüdünü aşan ihracat miktarı belge kapsamında değerlendirilmez ve revize işlemine konu edilmez. B firması, organik kırık mısır ihracatı öngörülen DİİB kapsamında; Döviz kullanım oranının % 80’i aşmaması, eşdeğer eşya kullanılmaması, indirimli teminat uygulanmaması, asgari % 95 randıman oranının esas alınması, üretim aşamasında herhangi bir fire öngörülmemesi, ithal edilen ürünün ihraç edilen ürün bünyesinde yer aldığına dair ayniyatın yapılması, ihraç edilecek ülkenin DİİB başvurusu esnasında açıkça belirtilmesi ve bir takvim yılı içerisinde ihracatı öngörülen organik kırık mısır miktarının firmanın yıllık üretim kapasitesini aşmayacak şekilde sınırlandırılması kaydıyla organik mısır ithalatı yapılabilir.

3) Mercimek

Kabuğu çıkarılmış, işlenmiş ve paketlenmiş mercimek ihracatı öngören DİİB’ler kapsamında; Döviz kullanım oranının % 80’i aşmaması (İkincil işlem görmüş ürün ihracat taahhüdü içeren DİİB’ler dahil),        – İşbu Genelge’nin 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, “1 Mayıs – 30 Eylül” tarihleri arasında ithalat yapılmaması (İhracat taahhüdüne konu eşyanın ihracatının gerçekleştirildiği orana tekabül eden miktarda bu dönemde de ithalat yapılabilir.),

– Tebliğ’in 9’uncu maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla indirimli teminat uygulanmaması, kaydıyla kabuklu mercimek ithalatı yapılabilir.

Örnek 5: Gıda sektöründe faaliyet gösteren C firması, kabuğu çıkarılmış, işlenmiş ve paketlenmiş mercimek ihracatı öngören DİİB kapsamında; Döviz kullanım oranının % 80’i aşmaması (İkincil işlem görmüş ürün ihracat taahhüdü içeren DİİB dahil), Genelge’nin 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, “1 Mayıs – 30 Eylül” tarihleri arasında ithalat yapılmaması (İhracat taahhüdüne konu eşyanın ihracatının gerçekleştirildiği orana tekabül eden miktarda bu dönemde de ithalat yapılabilir.), Tebliğ’in 9.maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla indirimli teminat uygulanmaması, kaydıyla kabuklu mercimek ithalatı yapılabilir.

4) Yağlı Tohumlar ve Bitkisel Yağlar

Rafine ayçiçeği yağı ihracatını öngören DİİB’ler kapsamında ham ayçiçeği yağı ve/veya ayçiçeği tohumu ithalatına, ham ayçiçeği yağı ihracatı karşılığında ise ayçiçeği tohumu ithalatına, işbu Genelge’nin 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ihraç edilen eşyaya tekabül eden miktarda izin verilir.

Faal bir tesisi (fabrika binası) kiralayarak kendi adına kapasite raporu alan firmalara ait ayçiçeği yağı ihracatına ilişkin DİİB’ler kapsamında Tebliğ’in 9.maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla indirimli teminat uygulanmaz.

İşbu Genelge’nin 5.maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ihracat taahhüdüne konu eşyanın ihracatının tamamının gerçekleştirilmesini müteakip yapılacak ithalatlar hariç olmak üzere “1 Ağustos – 31 Ekim” tarihleri arasında ham ayçiçeği yağı ve ayçiçeği tohumu ithalatı yapılamaz.

Karışım yağ ve/veya margarin ihracatına ilişkin belgelerde azami % 15 oranında ham ayçiçeği yağı ithalatı yapılabilir. Tebliğ’in 9’uncu maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla anılan ürün ithalatında indirimli teminat uygulanmaz. Kapatmada belge kapsamında ithal edilen ayçiçeği yağının ihraç edilen mamuller bünyesinde kullanıldığına ilişkin yeminli mali müşavir raporu aranır.

Çerezlik tüketime yönelik ayçiçeği tohumu ihracatı öngören belgeler kapsamında eşdeğer eşya olarak ayçiçeği tohumu ithalatı yapılamaz.

Rafine bitkisel yağ ihracatını öngören belgeler kapsamında, ihraç eşyasının üretiminde ithal eşyasından daha kaliteli veya daha ileri bir imalat aşamasında olan eşdeğer eşyanın kullanılması durumunda, söz konusu eşdeğer eşyanın belge kapsamında rafinasyon işlemine tabi tutulduğunun yeminli mali müşavir raporu ile tevsik edilmesi kaydıyla belge kapsamında gerçekleştirilen ham bitkisel yağ ithalatı DİİB taahhüt hesabına sayılır.

Örnek 6: Yukarıda (Örnek 5’te) yer alan C firmasının, rafine ayçiçeği yağı ihracatını öngören DİİB kapsamında ham ayçiçeği yağı ve/veya ayçiçeği tohumu ithalatına, ham ayçiçeği yağı ihracatı karşılığında ise ayçiçeği tohumu ithalatına, işbu Genelge’nin 5.maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ihraç edilen eşyaya tekabül eden miktarda izin verilir. C firması, işbu Genelge’nin 5.maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ihracat taahhüdüne konu eşyanın ihracatının tamamının gerçekleştirilmesini müteakip yapılacak ithalat hariç olmak üzere “1 Ağustos – 31 Ekim” tarihleri arasında ham ayçiçeği yağı ve ayçiçeği tohumu ithalatı yapamaz.

C firması, karışım yağ ve/veya margarin ihracatına ilişkin belgede azami % 15 oranında ham ayçiçeği yağı ithalatı yapılabilir. Tebliğ’in 9.maddesinin yedinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla anılan ürün ithalatında indirimli teminat uygulanmaz. Kapatmada belge kapsamında ithal edilen ayçiçeği yağının ihraç edilen mamuller bünyesinde kullanıldığına ilişkin yeminli mali müşavir raporu aranır. Çerezlik tüketime yönelik ayçiçeği tohumu ihracatı öngören belgeler kapsamında eşdeğer eşya olarak ayçiçeği tohumu ithalatı yapılamaz.

5) Balıklar, Kabuklu Hayvanlar ve Yumuşakçalar

DİR kapsamında işlenmiş olarak ihraç edilmek üzere Gümrük Tarife Cetvelinin 3’üncü faslında yer alan kabuklu hayvanlar ve yumuşakçaların (salyangoz, ıstakoz, karides, midye vb) ithalatını öngören DİİB başvuruları değerlendirmeye alınabilir.

Fileto balık ihracatı karşılığında dondurulmuş balık ithalatına, konserve edilmiş balık ihracatı karşılığında ise dondurulmuş balık ve fileto balık ithalatına ilişkin DİİB başvuruları değerlendirmeye alınabilir.

Orkinos balığı yetiştirilmesinde yem olarak kullanılan sardalya, uskumru, ringa, tırsi, kaplin vb. balıkların (taze, soğutulmuş veya dondurulmuş) DİR kapsamında ithalatını öngören DİİB başvuruları değerlendirmeye alınabilir.

Kerim Çoban

Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

Continue reading

Vade Farkı, Fiyat Farkı ve Kur Farkının Vergisel Boyutu

Vade Farkı, Fiyat Farkı ve Kur Farkının Vergisel Boyutu

11

Eylül,2020

ÖZET

Alıcı ve satıcı arasındaki anlaşma ile mal veya hizmet bedelinin ödeneceği vadeye göre oluşan vade farkı tutarları, mal veya hizmet faturasında mal veya hizmet bedelinden ayrı bir kalem olarak veya ayrı bir fatura düzenlenmek suretiyle gösterilmesi halinde menkul sermaye iradı (alacak faizi) olarak kabul edildiğinden, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 7, 75 ve 94.maddeleri, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3, 15 ve 30.maddeleri ile 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (BKK)’nın 5.fıkrasının (c) bendi gereğince brüt tutar üzerinden % 5 nispetinde vergi kesintisine (stopaja) tabi olup, hizmet ithali nedeniyle ortaya çıkan vade farkları ayrıca, KDV Kanunu’nun 6, 8, 9, 10 ve 24.maddelerine göre KDV’ye tabi olup, KDV Kanunu’nun 41.maddesi gereği vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takibeden ayın yirmialtıncı günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle ve aynı süre içinde vergiyi ödemekle yükümlüdürler.

Mal ithalatı nedeniyle ortaya çıkan ve faturada ayrı bir kalem olarak gösterilen ya da ayrı bir fatura tanzim edilen vade farkları ise 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24/3-a ve 27.maddesi gereği Gümrük Kıymet Unsuru veya 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21.maddesi gereği İthalatta KDV Matrah Unsuru olup, brüt tutarları üzerinden şayet ithalat (Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi’nin tescili) sırasında belli ise ithal eşyasının Gümrük Kıymetine ilave edilerek/katılarak beyan edilmesi, ithalat sırasında belli olmayıp sonradan belirleniyor ise, bu durumda da Gümrük Yönetmeliği’nin 53/5.maddesi gereği, en geç söz konusu kıymet veya matrah unsurunun öğrenildiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ilgili gümrük idaresine beyanda bulunulması ve tekabül eden vergilerin de aynı süre içinde ödenmesi gerekir.

Anahtar Kelimeler: Vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, brütleştirme, gümrük kıymeti, stopaj.

GİRİŞ

Vade farkları, mahiyeti itibariyle bir finans hizmeti sonucunda ortaya çıktığı için bu gelirleri menkul sermaye iradı olarak kabul etmek gerekir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75.maddesine göre; Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu,

Gelir Vergisi Kanunu’nun 75.maddenin 6.fıkrasında ise; Her nevi alacak faizlerinin (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla cari hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzelkişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.) menkul sermaye iradı olarak sayıldığı anlaşılmış olup, bu madde hükmüne göre ticari bir faaliyetten doğan faizlerin alacak faizi olarak, dolayısıyla ticari faaliyet kapsamında elde edilen alacak faizi mahiyetindeki faizlerinde menkul sermaye iradı olarak kabul edilecekleri anlaşılmaktadır.

 Dar mükellefiyete tâbi kurumların; Türkiye’ye yapmış oldukları vadeli mal (hammadde, yarı mamul, mamul mal, makine, teçhizat, bilgisayar, bilgisayar aksamı, vb.) veya hizmet (Yazılım programları, proje çizimi, mühendislik hizmeti, tamir ve bakım hizmetleri, eğitim hizmeti, vb.) satışları dolayısıyla Türkiye’de mukim kişi, kurum veya kuruluşlardan alacağının bulunması ve bu alacağın bir kısmının vade farkı niteliğinde olması durumunda, kurumun/şirketin bilançosunda “alacak” olarak gözüken ve bir öz sermaye kalemi olan alacak şeklindeki sermayesini Türkiye’ye/Türkiye’de yatırması ve bu alacağı dolayısıyla vade farkı şeklinde elde ettiği tutar/gelir, menkul sermaye iradı kapsamında değerlendirilebilecektir.

 Bu Mantıksal Silsile Çerçevesinde; Türkiye’de yerleşik gerçek ve/veya tüzel kişiler tarafından yurt dışından ithal edilen mal veya hizmet bedeli ödemelerinin haricinde, sözleşme uyarınca bu kişi veya firmalara yapılan vade farkı ödemeleri Gelir Vergisi ya da Kurumlar Vergisi tevkifatına tabidir.

Bu makalemizde, vade farkı, fiyat farkı ve kur farkının vergisel boyutu ile konu hakkındaki kişisel görüşlerimize yer verilecektir.

I- TANIMLAR

Vade Farkı: Herhangi bir mal veya hizmetin peşin satış fiyatı ile taksitli veya vadeli satış fiyatı arasındaki farktır. Mal ya da hizmetin bedeli olan nakit alacağın, vadesinde ödenmemesi halinde, bu bedele oransal olarak belirlenip ilave edilecek bir miktarı ifade etmektedir.

Bir Başka Değişle Vade Farkı: Alıcı ile satıcı arasında tespit edilen ve borcun belli bir vadede ödenmesi halinde mal veya hizmet bedeline eklenen ilave bir bedeldir.

Fiyat Farkı: Kısaca, bir mal veya hizmetin, ya da menkul kıymetin cari fiyatıyla gelecek (future) fiyatı arasındaki fark olarak tanımlanabilir.

Kur Farkı: Belli bir miktar yabancı para biriminin yerel para birimi ile değiştirilmesi sırasında oluşan alış ve satış kurları arasındaki farktır. Bir yabancı paranın yerel para üzerinden satın alma değerini gösterir.

II- VADE FARKLARININ VERGİSEL BOYUTU

Kısaca vade farkı: Alıcı ile satıcı arasında tespit edilen ve borcun belli bir vadede ödenmesi halinde mal veya hizmet bedeline eklenen ilave bir bedeldir. Bir başka değişle, herhangi bir mal veya hizmetin peşin satış fiyatı ile taksitli veya vadeli satış fiyatları arasındaki farktır.

Vade Farkı: Bir malın veya hizmetin bedelinin peşin olarak ödenmemesi ve daha sonra ödemek üzere anlaşılması nedeniyle fiyatına eklenen tutar vade farkıdır. Taksitli alımlarda peşin fiyatına eklenen tutar da bir vade farkıdır. Diğer bir değişle, borcun gününde ödememesi halinde ödenmesi gereken gün ile ödendiği gün arasındaki gecikmeye göre hesaplanarak alınan ek tutardır. Vade farkı, her zaman satıcı lehine olup, alıcı fazladan para ödemektedir.

Alıcı ve satıcı arasındaki anlaşma ile mal veya hizmet bedelinin ödeneceği vadeye göre değişen vade farkı tutarları iki ayrı şekilde gösterilebilir.

1) Vade farkları faturada ayrı bir kalem olarak gösterilmeyerek mal veya hizmet bedeli içerisinde yer alır. İlgili mal veya hizmetle birlikte, ilgili mal veya hizmet ifası ya da ithalatı sırasında vergilendirilir. Vade farkları, faturada ayrıca gösterilmeyip mal veya hizmet bedeli içerisinde yer alması halinde, yabancı firmalar açısından mal satışı veya hizmet ifası karşılığında elde ettikleri ticarî bir kazançtır.

2) Vade farkları faturada “vade farkı” veya bu anlama gelecek bir terim şeklinde, ayrı bir kalem olarak ya da ayrı bir fatura düzenlenmek suretiyle gösterilebilir. Faturada ayrı olarak gösterilmesi ya da ayrı bir fatura düzenlenmesi durumunda ise vade farkları mal veya hizmet bedelinden ayrı bir alacak haline gelmekte, vade farkı bedelleri mal veya hizmet bedelinden ayrı olarak talep edilebilecek bir alacak hakkına dönüşmekte ve alacaklı firmalar açısından bu alacağı bağımsız olarak isteme/talep etme hakkı ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle vade farkları nedeniyle oluşan alacaklar bir nevi finansman hizmeti olarak düşünülebilir. Türkiye’deki mal veya hizmet ithal eden firma, mal veya hizmetin bedelini peşin ödemekte zorlanması halinde bedelin ödenmesini vadeye yaymak suretiyle ödeme işlemleri belirlenen vadelerde yapılmakta ve bunun için satıcı yabancı firmaya vade farkı ödenmektedir. Bu şekilde ortaya çıkan durum bir nevi finansman hizmetidir. Bu hizmetin karşılığında yabancı firma vade farkı talep etme hakkına sahip olmaktadır.

Vade farkları, mahiyeti itibariyle bir finans hizmeti sonucunda ortaya çıktığı için bu gelirleri menkul sermaye iradı olarak kabul etmek gerekmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75.maddesine göre: Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu,

Gelir Vergisi Kanunu’nun 75.maddenin 6.fıkrasında ise; Her nevi alacak faizlerinin (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla cari hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzelkişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.) menkul sermaye iradı olarak sayıldığı anlaşılmış olup, bu madde hükmüne göre ticari bir faaliyetten doğan faizlerin alacak faizi olarak, dolayısıyla ticari faaliyet kapsamında elde edilen alacak faizi mahiyetindeki faizlerinde menkul sermaye iradı olarak kabul edilecekleri anlaşılmaktadır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nun 3.maddesi hükmüne göre; Dar mükellefiyete tâbi kurumlarca elde edilen bir kazancın Türkiye’de Kurumlar Vergisi’ne tabi tutulabilmesi için kurumun kazanç ve/veya iradı Türkiye’de elde etmesi ve elde edilen kazancın KVK’nın 3.maddesinin 3.fıkrası hükmündeki kazanç veya irat türleri ile irtibatlandırılması zorunludur.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 7.maddesinin 1.fıkrasının (6) numaralı bent hükmünde; Dar mükellefiyete tâbi kurumlarca menkul sermaye iradının Türkiye’de elde edilmiş sayılması, sermayenin Türkiye’de yatırılmış olması şartına bağlanmıştır. Sermayenin Türkiye’de yatırılmış olması ile kastedilen, nakdi sermaye ve para ile temsil edilen değerlerin Türkiye’de kazanç ve/veya irat elde edilmesi amacıyla kullanılması anlaşılmalıdır.

Bu itibarla, Türkiye’de nakit veya alacak şeklinde bir varlığa sahip olan yurt dışında mukim yabancı bir kurumun Türkiye’ye sermaye yatırarak kazanç elde etme saikiyle hareket ettiği sonucuna ulaşılacaktır ki bu durum, adına ödeme yapılan yabancı firmanın söz konusu kazanç veya iradı Türkiye’de elde ettiğini gösterecek ve Kurumlar Vergisi (stopaj) kesintisi yapılmasını gerektirecektir.

Dar mükellefiyete tâbi kurumların; Türkiye’ye yapmış oldukları vadeli mal (hammadde, yarı mamul, mamul mal, makine, teçhizat, bilgisayar, bilgisayar aksamı, vb.) veya hizmet (Yazılım programları, proje çizimi, mühendislik hizmeti, tamir hizmeti, eğitim hizmeti, vb.) satışları dolayısıyla Türkiye’de mukim kişi, kurum veya kuruluşlardan alacağının bulunması ve bu alacağın bir kısmının vade farkı niteliğinde olması durumunda, kurumun/şirketin bilançosunda “alacak” olarak gözüken ve bir öz sermaye kalemi olan alacak şeklindeki sermayesini Türkiye’de yatırması ve bu alacağı dolayısıyla vade farkı şeklinde elde ettiği tutar, menkul sermaye iradı kapsamında değerlendirilebilecektir.

 Bu Mantıksal Silsile Çerçevesinde; Türkiye’de yerleşik gerçek ve/veya tüzel kişiler tarafından yurt dışından ithal edilen mal veya hizmet bedeli ödemelerinin haricinde, sözleşme uyarınca bu kişi veya firmalara yapılan vade farkı ödemeleri Gelir Vergisi ya da Kurumlar Vergisi tevkifatına tabidir.

Yurt dışında yerleşik yabancı kişi veya kurumlar tarafından Türkiye’de elde edilen menkul sermaye iratları Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi veya Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30.maddesi hükmüne göre tevkifat suretiyle vergilendirilecektir.

Diğer bir değişle, gayri maddi hak sahibinin dar mükellef gerçek kişi olması halinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi hükümleri, dar mükellef tüzel kişi, kurum, kuruluş veya firma olması halinde ise Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30.maddesi hükümleri uygulanacaktır.

Tevkifat nispetleri her bir kazanç ve/veya irat türleri itibariyle Bakanlar Kurulunca tespit edilmektedir.

Vade farkları, malın veya hizmetin bedelinden ayrı olarak faturada gösterilmesi yada ayrı bir vade faturası düzenlenmesi durumunda, ithal edilen mal veya hizmetin bedelinden (yabancı kurumun ticari kazancından) ayrı olarak talep edebileceği bir alacak türüne, menkul sermaye iradı (alacak faizi) haline dönüşmekte, dolayısıyla vade farkları menkul sermaye iradı içerisinde ve alacak faizi mahiyetinde bir ödeme olarak kabul edilmektedir.

Nitekim, 2009/14593 sayılı BKK’nın 5.fıkrasının (c) bendinde; Türkiye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişiler tarafından yurt dışındaki yabancı bir firmadan mal veya hizmet ithal edilmesi karşılığında, mal veya hizmet bedelinden ayrı olarak belirlenen vade farklarının, yabancı kurumlar yönünden alacak faizi mahiyetinde olduğu ve bu tür ödemeler üzerinden % 5 nispetinde Kurumlar Vergisi tevkifatı yapılması gerektiği belirtilmiştir.

a) Vade farkı, faturada ayrı bir kalem olarak gösterilmeyerek mal veya hizmet bedeli içerisinde yer alması durumunda; İlgili mal veya hizmetle birlikte, bu mal veya hizmetin ithalatı sırasında, mal veya hizmetin vergilendirme şart, koşul ve oranlarına göre vergilendirilir. Vade farkları, faturada ayrıca gösterilmeyip mal veya hizmet bedeli içerisinde yer alması halinde, yabancı firmalar açısından mal satışı veya hizmet ifası karşılığında elde ettikleri ticarî bir kazanç olacaktır.

Yurtdışından alınan hizmet ithali ticari nitelikte ise stopaja tabi değildir. Ancak, hizmetin Türkiye’de yapılması ve/veya hizmetten Türkiye’de faydalanılması nedeniyle KDV’ye tabi olup, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1, 6, 8, 9, 10 ve 24.maddeleriyle ilgili diğer mevzuat hükümleri gereği, sorumlu sıfatıyla KDV tevkifatı yapılması gerekir.

Örnek 1: Türkiye’de faaliyet gösteren Cooban firması İtalya’da mukim Alfa firmasından mühendislik ve proje çizim hizmeti satın almıştır. Yapılan anlaşma gereği söz konusu hizmetin bedeli peşin 10.000-EUR, altı (6) ay vadeli 11.000-EUR olup, Alfa firması ilgili hizmet faturasını “Toplam proje bedeli = 11.000-EUR” olarak düzenlemiştir.

Bu durumda, söz konusu (1.000-EUR) vade farkı, ilgili hizmet faturasında ayrı/ayrı bir kalem olarak gösterilmediği, hizmetle beraber, hizmet bedeli içinde gösterildiği için hizmetin tabi olduğu vergi türü, vergi oranı ve vergilendirme kriterlerine göre ilgili vergiler (KDV) tarh, tahakkuk, tebliğ ve tahsil edilecektir.

Mal ithalatı ile ilgili vade farkı ise “Gümrük kıymetinin veya ithalatta KDV matrahının bir unsuru olup” ithalata konu malla birlikte ilgili gümrük idaresine beyan edilmesi ve tekabül eden gümrük vergi ve resimlerinin ödenmesi gerekir.

Örnek 2: Ankara’da faaliyet gösteren A firması, Almanya’da mukim B firmasından cep telefonu satın almıştır. Yapılan anlaşma gereği eşyaların peşin fiyatı 150.000-EUR, üç ay vadeli fiyatı ise 155.000-EUR olup, ithalatçı A firması ikinci seçeneği (vadeli alımı) tercih etmiştir. İhracatçı B firması ilgili eşya faturasını “Toplam eşya bedeli = 155.000-EUR olarak düzenlemiştir.

Bu durumda, söz konusu (5.000-EUR) vade farkı ilgili eşya faturasında ayrı/ayrı bir kalem olarak gösterilmediği, eşya ile beraber, eşya bedeli içinde gösterildiği için söz konusu eşyanın tabi olduğu vergi türü, vergi oranı ve vergilendirme kriterlerine göre ilgili gümrük vergileri tarh, tahakkuk, tebliğ ve tahsil edilecektir. Yani, ithalat/gümrük vergileri 155.000-EUR üzerinden tahakkuk ve tahsil edilecektir.

b) Vade farkı, mal veya hizmet faturasında mal veya hizmet bedelinden ayrı bir kalem olarak veya ayrı bir fatura düzenlenmek suretiyle gösterilmesi durumunda ise; Menkul sermaye iradı (alacak faizi) olarak kabul edildiğinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 7, 75 ve 94.maddeleri, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK)’nun 3, 15 ve 30.maddeleri ile 2009/14593 sayılı BKK’nın 1.maddesinin 5.fıkrasının (c) bendi gereğince brüt tutar üzerinden % 5 nispetinde vergi kesintisine (stopaja) tabi olup, bu konuda ilgili Çifte Vergilendirme Anlaşmasının (ÇVA) şartları ve oranlarına bakmak gerekir.

Örnek 3: Yukarıda (Örnek 1’de) yer alan Alfa firmasının ilgili hizmet faturasında vade farkını/vade tutarını ve hizmet bedelini ayrı kalemler olarak (1.000-EUR vade farkı + 10.000-EUR proje bedeli = 11.000-EUR) gösterdiğini, Cooban firmasının da 1.000-EUR vade farkının (gayri maddi hak kazancının) vergisini/stopajını keserek yurt dışına/Alfa firmasına gönderdiğini varsayalım.

– Cooban firması, Türkiye – İtalya arasındaki mevcut olan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması (ÇVÖA) gereği 1.000-EUR vade farkı üzerinden % 5 (50-EUR) stopaj keserek geriye kalan 950-EUR’yu Yurt dışına/Alfa firmasına gönderir. İlgili Vergi Dairesine Muhtasar Beyanname ve 2 Nolu KDV Beyannamesi vererek 1.000-EUR matrah üzerinden stopaj, 11.000-EUR matrah üzerinden de KDV’yi öder.  

Stopaj kapsamında olan hizmet türleri GVK’nun 94 üncü ve KVK’nun 30 uncu maddesinde belirtilmiş olup, bu maddelerde belirtilmeyen hizmet türleri için stopaj kesintisi gerekmez.

KVK’nun 15/7 ve 30/11.maddelerine göre, yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratlar gayrisafî tutarları üzerinden dikkate alınır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisi, fiilen ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır. Şayet dar mükelleflere (yurt dışına) yapılan ödeme net olarak (net tutar üzerinden) yapılıyor ise vergi matrahının brüte taşınması/brütleştirilmesi ve alınacak tüm vergi ve resimlerin (Stopaj, KDV, Gümrük Kıymeti Üzerinden Alınan Tüm Vergi ve Kesintiler, İthalatta KDV, ÖTV, vb.) brüt tutar üzerinden hesaplanması gerekir.

 Örnek 4: Daha önce yapılan bir mal veya hizmet ithaline ilişkin olarak ortaya çıkan 10.000-EUR tutarındaki vade farkı için % 5 (500-EUR) stopaj kesintisi yapılarak geriye kalan 9.500-EUR’nun hak sahibine gönderilmeli, aksi takdirde ödemenin net tutar üzerinden (10.000-EUR olarak) yapılmadı halinde ise matrahımızın brütleştirilmesi, alınacak tüm vergi ve resimlerin brüt tutar olan (10.526,32-EUR) üzerinden tahsil edilmesi gerekir.     

Hizmet ithali nedeniyle ortaya çıkan ve faturada ayrı bir kalem olarak gösterilen ya da ayrı bir fatura tanzim edilen vade farkları, KDV Kanunu’nun 1, 6, 8, 9, 10 ve 24.maddelerine göre KDV’ye tabi olup, KDV Kanunu’nun 41.maddesi gereği vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takibeden ayın yirmialtıncı günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler.

Hizmet ithaline ilişkin vade farkı tutarının KDV beyanından sonra yurt dışına gönderilmesi/ödenmesi durumunda; dövüz kurunun yükselişinden kaynaklanan fark TL tutarı (kur farkı) da KDV Kanunu’nun 24.maddesi, 117 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin “4.2.Matrahta Değişiklik” başlıklı mevzuat hükümleri, Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliği ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın konuya ilişkin Muktezaları gereği KDV Düzeltme Beyannamesiyle ilgili vergi dairesine beyan edilmesi gerekir.

Örnek 5: Yukarıda (Örnek 1’de) yer alan Cooban firmasının, ilgili hizmet faturasına ilişkin KDV beyanını 2020 Ocak ayında yaptığını ve 11.000-EUR karşılığı 66.000-TL matrah üzerinden tekabül eden KDV’yi ödediğini, vade ve hizmet bedeli olan 11.000-EUR’yu üç ay sonra 01.04.2020 tarihinde yurt dışına/Alfa firmasına gönderdiğini, 01.04.2020 tarihinde de TC.Merkez Bankası Döviz Alış Kurunun 1-EUR = 7-TL olduğunu varsayalım. Cooban firmasının, kur farkından kaynaklanan (77.000TL – 66.000TL = 11.000-TL matrah için 2020 Nisan ayı veya en geç 26.05.2020 tarihine kadar ilgili Vergi Dairesine Düzeltme Beyannamesi verilerek tekabül eden KDV’yi ödenmesi gerekir.

Mal ithalatı nedeniyle ortaya çıkan ve faturada ayrı bir kalem olarak gösterilen yada ayrı bir fatura tanzim edilen vade farkları ise; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24/3-a ve 27.maddesi gereği gümrük kıymet unsuru veya 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21.maddesi gereği ithalatta KDV matrah unsuru olup, brüt tutarları üzerinden Gümrük Yönetmeliği’nin 53/5.maddesi gereği, ithal eşyasının gümrük kıymetine veya katma değer vergisi matrahına girmesi gereken, ancak gümrük beyannamesinin tescili anında beyan sahibi tarafından mevcudiyetinin bilinmesi mümkün olmayan kıymet veya matrah unsurları için, en geç söz konusu kıymet veya matrah unsurunun öğrenildiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ilgili gümrük idaresine beyanda bulunulması ve tekabül eden vergilerin de aynı süre içinde ödenmesi gerekir. İstisnai kıymetle beyana ilişkin tamamlayıcı beyanların süresi içerisinde verilmemesi nedeniyle zamanında ödenmeyen gümrük vergileri için eşyanın serbest dolaşıma girişine ilişkin beyannamenin tescil tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizi tahsil edilir ve Gümrük Kanunu’nun 241.maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılır.

Örnek 6: Yukarıda (Örnek: 2’de) yer alan B firmasının ilgili eşya faturasında vade farkı olan 5.000-EUR ile eşya bedeli olan 150.000-EUR’yu ayrı kalemler halinde gösterdiğini, ithalatçı A firmasının vade farkı (gayrı maddi hak kazancı) tutarı olan 5.000-EUR’nun % 5 vergisini/stopajını (250-EUR) keserek geriye kalan 4.750-EUR’yu yurt dışına/B firmasına gönderdiğini varsayalım.

A firması, ilgili Vergi Dairesine Muhtasar Beyanname vererek 5.000-EUR matrah üzerinden stopaj öder ve 155.000-EUR matrah üzerinden ilgili serbest dolaşıma giriş/ithalat beyannamesi tescil ettirerek, yani 155.000-EUR Gümrük Kıymeti üzerinden İthalat/gümrük vergilerini öder.

 Gümrük Yönetmeliği’nin 53.maddesi uyarınca istisnai kıymetle beyan yapılan hallerde, tamamlayıcı beyanın gümrük idaresine verilmesi gerektiği süreden önce istisnai kıymete ilişkin ödemenin (mal ithaline ilişkin vade farkı tutarının) yurt dışına transferinin gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi takdirde, vade farkı tutarı üzerinden Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/16, 2013/6 ve 2017/20 sayılı Genelgeleri kapsamında, (8/4/2015 Tarihli ve 2015/7511 Sayılı Kararnamenin Eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintileri Hakkında Karar ekiVadeli İthalatında KKDF Kesintisi Oranı % 0 ‘Sıfır’ Olarak Belirlenen Mallar Listesi”nde – ‘Liste 1’de belirtilen GTİP’ler hariç) KKDF tahakkuk ve tahsili, ayrıca hesaplanan KKDF tutarı üzerinden varsa ÖTV ile bunlara (KKDF + ÖTV tutarına) tekabül eden KDV’nin tahsili gerekir.

 Örnek 7: Daha önce yapılan bir mal ithaline ilişkin olarak 10.000-EUR tutarında vade farkı doğduğunu varsayalım. Söz konusu tutarın, Gümrük Yönetmeliği’nin 53.maddesi uyarınca ilgili gümrük idaresine istisnai kıymetle yapılacak tamamlayıcı beyandan önce Yurt dışına/hak sahibine ödenmesi gerekir. Aksi takdirde, vade farkı (10.000-EUR) üzerinden Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/16, 2013/6 ve 2017/20 sayılı Genelgeleri kapsamında, (8/4/2015 Tarihli ve 2015/7511 Sayılı Kararnamenin Eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintileri Hakkında Karar ekiVadeli İthalatında KKDF Kesintisi Oranı % 0 ‘Sıfır’ Olarak Belirlenen Mallar Listesi”nde – ‘Liste 1’de belirtilen GTİP’ler hariç) KKDF tahakkuk ve tahsili, ayrıca hesaplanan KKDF tutarı üzerinden varsa ÖTV ile bunlara (KKDF + ÖTV tutarına) tekabül eden KDV’nin tahsili gerekir.

III- FİYAT FARKLARININ VERGİSEL BOYUTU

Fiyat farkı: Kısaca, bir mal veya hizmetin, ya da menkul kıymetin cari fiyatıyla gelecek (future) fiyatı arasındaki fark olarak tanımlanabilir.

Ticari hayatta fiyat farkı; Bir ticari işleme konu olan mal, teslim veya hizmetin kararlaştırılan tarihten önce ifası, alım satıma konu olan mal, teslim veya hizmetin kalitesinin beklenenden, kararlaştırılandan daha yüksek olması, borsaya tabi eşyaların nihai fiyatının sonradan oluşması, bazı eşyaların fiyatının özel bir yöntemle belirlenmesi, örneğin petrol gazı (Lpg) ve çeşitli petrol ürünleri başta olmak üzere bazı eşyaların fiyatının ay sonunda (30 günlük fiyat ortalaması alınarak) gerçekleşmesi ve Argus – Platts gibi bültenlerde ay sonlarında yayınlanması, yine petrol ürünleri başta olmak üzere özellikle dökme halinde taşınan eşyalarda, eşyanın faturalandırılma miktarı ile yükleme ve boşaltma sonrası ortaya çıkan miktarı arasında (+ -) farklılıklar çıkması, ayçekirdeği ve susam gibi yağlı tohumlar ile diğer bazı eşyalarda faturalandırma sırasında varsayılan, kabul edilen kalitesi ile ithalat/teslim sonrası yaptırılan tahlil sonrasında ortaya çıkan gerçek kalitesi arasında oluşan kalite farkları vb. çok çeşitli nedenlerle fiyat farkı ortaya çıkabilmekte, çoğu zaman satıcı/ihracatçı lehine, çok nadir de olsa bazen alıcı/ithalatçı lehine oluşabilmektedir.

Fiyat farkı faturası veya borç dekontu kapsamındaki fark ödemeleri eşyaya veya hizmete ilişkin sonradan yapılan bir ödeme olup, eşyanın veya hizmetin Türkiye’ye ithali esnasında beyan edilen gümrük kıymetinde veya hizmet bedelinde artışa neden olmaktadır. Bu giderlerin (fiyat farkı) yurtdışına nakden veya hesaben ödenmesi durumunda, ilgili eşyanın veya hizmetin kıymeti gerçekte beyan edilenden fazla olacağı için ilgili mal veya hizmet ithali nedeniyle alınan vergiler açısından bir eksik ödeme söz konusu olacaktır. Bu nedenle her hangi bir mal veya hizmet ithaline bağlı olarak ortaya çıkan fiyat farklarının da, ilgili mal veya hizmetin vergilendirme koşullarında vergiye tabi tutulması gerekir.

Nakden Ödeme: Tevkifat konusu bedelin fiilen ödendiği durumdur.

Hesaben Ödeme: Tevkifata konu kazanç ve iradı ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.

Hizmet ithaline ilişkin (yurtdışından alınan fiyat farkı faturası veya borç dekontuna bağlı) olarak ortaya çıkan fiyat farklarında, ilgili hizmet türünün Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi veya Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30.maddesi gereği stopaj kesintisine tabi olması halinde söz konusu fiyat farkının da stopaja tabi tutulması, ilgili hizmet bedelinin dar mükellefler açısından ticari kazanç sayılması durumunda ise ortaya çıkan fiyat farkından her hangi bir stopaj kesintisi yapılmaması gerekir. Ancak, söz konusu fiyat farkları KDV Kanunu’nun 6, 8, 9, 10 ve 24.maddelerine göre KDV’ye tabidir.

Örnek 1: Denizli’de havlu ve ev tekstil ürünleri üreten C firmasının, fabrikasındaki makine ve ekipmanların periyodik bakımı için İtalya’daki D firmasından 10.000-EUR tutarında mühendislik, bakım ve onarım hizmeti satın aldığını, yapılan anlaşma gereği döviz kurlarındaki aşırı dalgalanma/artış nedeniyle D firmasının 1.000-EUR ilave, fiyat farkı faturası tanzim ederek ithalatçı C firmasına gönderdiğini, bakım ve onarım işi için Türkiye’ye gelen mühendislerin Türkiye’de toplam 10 gün kaldıklarını varsayalım.

Söz konusu 1.000-EUR fiyat farkı tutarı da aynen ilgili/esas hizmet gideri olan bakım ve onarım gideriyle birlikte, aynı kriterlere göre vergilendirilir. Sorumlu sıfatıyla KDV’ye tabi tutulur.   

Herhangi bir mal ithaline ilişkin (yurtdışından alınan fiyat farkı faturası veya borç dekontuna bağlı) olarak ortaya çıkan fiyat farklarında, oluşacak kıymet farkı nedeniyle, ithal edilen eşyanın GTİP ve menşeine bağlı olarak ödenmemiş gümrük vergisi, ÖTV, ilave gümrük vergisi, Ek Mali Yükümlülük, ÇKP, Kültür Bakanlığı Fonu, TRT Bandrolü, Damping Vergisi, ÖTV, KDV, vb.,  karşımıza çıkabilecektir. 

Örnek 2: Yukarıda (Örnek 1’de) yer alan C firmasının, Pakistan’da bulunan E firmasından 01.01.2020 tarihinde 100.000-USD tutarında kumaş satın aldığını, daha sonra, yapılan anlaşma gereği döviz kurlarındaki aşırı dalgalanma/artış nedeniyle E firmasının 01.02.2020 tarihli 5.000-USD tutarında ilave fiyat farkı faturası gönderdiğini varsayalım.

Sonradan gönderilen 01.02.2020 tarihli 5.000-USD fiyat farkı/fiyat farkı faturası, Gümrük kıymetinin bir unsuru olup, C firması tarafından, en geç takip eden ayın yirmialtısına (26.03.2020 tarihine) kadar Gümrük Yönetmeliği’nin 53.maddesi hükümlerine göre ilgili Gümrük idaresine tamamlayıcı beyanda bulunularak, aynı süre içinde de ithalat/gümrük vergilerinin ödenmesi gerekir.

İthal eşyasına ilişkin fiyat farkı faturası ya da borç dekontu kapsamında yapılan fark ödemeleri eşyaya ilişkin sonradan yapılan bir ödeme olarak nitelendirildiğinden, beyannamenin tescilinden sonra yapılan bu ödemeler Gümrük Yönetmeliği’nin 53.maddesi hükümlerine uygun olarak (İthal eşyasının Gümrük kıymetine veya İthalatta Katma değer vergisi matrahına girmesi gereken, ancak gümrük beyannamesinin tescili anında beyan sahibi tarafından mevcudiyetinin bilinmesi mümkün olmayan kıymet veya matrah unsurları için, en geç söz konusu kıymet veya matrah unsurunun öğrenildiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar beyanda bulunulur ve vergileri de aynı süre içinde ödenir.) istisnai kıymetle beyan ve tamamlayıcı beyanla zamanında beyan edilmesi ve fiyat farkı tutarının tamamlayıcı beyandan önce yurtdışına ödenmesi şartıyla KKDF tabi değildir. Aksi takdirde, tamamlayıcı beyandan sonra yurtdışına ödenmesi halinde fiyat farkı tutarı üzerinden Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/16, 2013/6 ve 2017/20 sayılı Genelgeleri kapsamında, (8/4/2015 Tarihli ve 2015/7511 Sayılı Kararnamenin Eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintileri Hakkında Karar eki “Vadeli İthalatında KKDF Kesintisi Oranı % 0 ‘Sıfır’ Olarak Belirlenen Mallar Listesi”nde – ‘Liste 1’de belirtilen GTİP’ler hariç) KKDF tahakkuk ve tahsili, ayrıca hesaplanan KKDF tu-tarı üzerinden varsa ÖTV ile bunlara (KKDF + ÖTV tutarına) tekabül eden KDV’nin tahsili gerekir.

Örnek 3: Yukarıda (Örnek 2’de) yer alan C firmasının, 5.000-USD fiyat farkı tutarını, tamamlayıcı beyandan önce yurt dışına göndermesi, E firmasına ödemesi gerekir. Aksi takdirde, fiyat farkı tutarı üzerinden Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/16, 2013/6 ve 2017/20 sayılı Genelgeleri kapsamında, (8/4/2015 Tarihli ve 2015/7511 Sayılı Kararnamenin Eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintileri Hakkında Karar eki “Vadeli İthalatında KKDF Kesintisi Oranı % 0 ‘Sıfır’ Olarak Belirlenen Mallar Listesi”nde – ‘Liste 1’de belirti-len GTİP’ler hariç) KKDF tahakkuk ve tahsili, ayrıca hesaplanan KKDF tu-tarı üzerinden varsa ÖTV ile bunlara (KKDF + ÖTV tutarına) tekabül eden KDV’nin tahsili gerekir.  

IV- KUR FARKLARININ VERGİSEL BOYUTU

Kur Farkı: Belli bir miktar yabancı para biriminin yerel para birimi ile değiştirilmesi sırasında oluşan alış ve satış kurları arasındaki farktır. Bir yabancı paranın yerel para üzerinden satın alma değerini gösterir.

Çeşitli ekonomik gelişmeler, enflasyonist değişmeler ve yapılan devalüasyonlar sonucunda, eski ve yeni kurlar arasında yerel para birimi aleyhine bir fark (kur farkı) ortaya çıkar. Mal ve hizmet ithalatı ve ihracatı işlemlerinde mal ve hizmetin siparişi, teslim ve ifası ile mal ve hizmet bedelinin ödenmesine kadar geçen süre içerisinde uygulamadan kaynaklanan çeşitli kur farkları ortaya çıkabilir.

4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 181.Maddesine Göre İthalatta Gümrük Yükümlülüğü; a) İthalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişi,

b) İthalat vergilerine tabi eşyanın ithalat vergilerinden kısmi muafiyet suretiyle geçici ithali, için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlar.

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21.Maddesine Göre İthalatta Matrah: “İthalatta verginin matrahı aşağıda gösterilen unsurların toplamıdır; a) İthal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti, gümrük vergisinin kıymet esasına göre alınmaması veya malın gümrük vergisinden muaf olması halinde sigorta ve navlun bedelleri dahil (CIF) değeri, bunun belli olmadığı hallerde malın gümrükçe tespit edilecek değeri,

b) İthalat sırasında ödenen her türlü vergi, resim, harç ve paylar,

c) Gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemeler.” KDV matrahının unsurudur.

Herhangi Bir Mal İthaline İlişkin Olarak Ortaya Çıkan Kur Farkı: İlgili ithalat beyannamesinin (SDGB) tescilinden önce gerçekleşmiş ise doğal olarak ithal edilen malın gümrük kıymetine veya ithalatta KDV matrahına ilave edilir. Şayet beyanname tescilinden sonra gerçekleşmiş ise ithal edilen malın gümrük kıymetine veya ithalatta KKV matrahına katılmaz. Doğan kur farkından herhangi bir vergi tevkifatı yapılmaz.

Hizmet İthaline Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Kur Farklarında İse; Hizmet bedelinin sorumlu sıfatıyla ilgili vergi dairesine verilen 2 Nolu KDV Beyannamesinin verildiği tarihten (beyandan) sonra yurt dışına transfer edilmesi ve bu arada döviz kurunun yükselmesi nedeniyle ortaya çıkan kur farkları KDV Kanunu’nun 24.maddesi, 117 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliği’nin “4.2.Matrahta Değişiklik” başlıklı mevzuat hükümleri ile Hazine ve    Maliye Bakanlığı’nın konuya ilişkin çok sayıdaki Muktezaları/Özelgeleri gereği KDV’ye tabi olup, sorumlu sıfatıyla KDV ödenmesi gerekir. Hizmet ithaline bağlı olarak ortaya çıkan kur farkları Gelir Vergisi veya Kurumlar Vergisine tabi değildir. 

Diğer taraftan, KDV Kanunu’nun (24/c) maddesine göre, Vade farkı, fiyat farkı, kur farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerler de KDV matrahına dahildir. Bununla ilgili olarak Katma Değer Vergisi Uygulama Genel Tebliğinin III/A-5.3 bölümünde: “Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanır. Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde ise kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.” denilmiştir.

Örnek : Cooban firmasının, sahip olduğu makine parkının yıllık bakım ve onarımı için Ukrayna’da mukim G firmasından 10.000EUR bakım-onarım hizmeti satın aldığını ve ilgili hizmet faturasına ilişkin KDV beyanını 2020 Ocak ayında yaptığını ve 10.000-EUR karşılığı 65.000-TL matrah üzerinden tekabül eden KDV’yi ödediğini, fakat söz konusu hizmet bedeli olan 10.000-EUR’yu üç ay sonra 01.04.2020 tarihinde yurt dışına/G firmasına gönderdiğini, 01.04.2020 tarihinde de TC.Merkez Bankası Döviz Alış Kurunun 1-EUR = 7-TL olduğunu varsayalım. Cooban firmasının, kur farkından kaynaklanan (70.000TL – 65.000TL = 5.000-TL matrah için 2020 Nisan ayı veya en geç 26.05.2020 tarihine kadar ilgili Vergi Dairesine Düzeltme Beyannamesi verilerek tekabül eden KDV’yi ödenmesi gerekir.

Önemli Not: Mali Mevzuat açısından çeşitli hesaplamalar (örneğin vergi hesaplamaları) yapılır iken TC.Merkez Bankası Döviz Alış Kuru, Gümrük ve Dış Ticaret Mevzuatı açısından çeşitli hesaplamalar (örneğin vergi hesaplamaları) yapılır iken istisnalar hariç TC.Merkez Bankası Döviz Satış Kuru esas alınır.

SONUÇ

Bir mal veya hizmet faturasında, mal veya hizmet bedelinden ayrı bir kalem olarak veya ayrı bir fatura düzenlenmek suretiyle gösterilen vade farkları menkul sermaye iradı (alacak faizi) olarak kabul edildiğinden, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 7, 75 ve 94.maddeleri, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3, 15 ve 30.maddeleri ile 2009/14593 sayılı BKK’nın 5.fıkrasının (c) bendi gereğince brüt tutar üzerinden % 5 nispetinde vergi kesintisine (stopaja) tabi olup, hizmet ithali nedeniyle ortaya çıkan vade farkları ayrıca, KDV Kanunu’nun 6, 8, 9, 10 ve 24.maddelerine göre KDV’ye tabi olup, KDV Kanunu’nun 41.maddesi gereği vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takibeden ayın yirmialtıncı günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle, Kanun’un 46.maddesi gereği de aynı ayın 26.günü akşamına kadar da ilgili KDV’yi ödemekle yükümlüdürler.

Mal ithalatı nedeniyle ortaya çıkan ve faturada ayrı bir kalem olarak gösterilen ya da ayrı bir fatura tanzim edilen vade farkları ise 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24/3-a ve 27.maddesi gereği Gümrük Kıymet Unsuru veya 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21.maddesi gereği İthalatta KDV Matrah Unsuru olup, brüt tutarları üzerinden Gümrük Yönetmeliği’nin 53/5.maddesi gereği, en geç söz konusu kıymet veya matrah unsurunun öğrenildiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ilgili gümrük idaresine beyanda bulunulması ve tekabül eden vergilerin de aynı süre içinde ödenmesi gerekir.

Hizmet ithaline ilişkin olarak ortaya çıkan fiyat farklarında, ilgili hizmet türünün Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesi veya Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30.maddesi gereği stopaj kesintisine tabi olması halinde söz konusu fiyat farkının da stopaja tabi tutulması, ilgili hizmet bedelinin dar mükellefler açısından ticari kazanç sayılması durumunda ise ortaya çıkan fiyat farkından her hangi bir stopaj kesintisi yapılmaması gerekir. Ancak, söz konusu fiyat farkları KDV Kanunu’nun 6, 8, 9, 10 ve 24.maddelerine göre KDV’ye tabidir. 

Herhangi bir mal ithaline ilişkin olarak ortaya çıkan fiyat farkları ise 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24/3-a ve 27.maddesi gereği gümrük kıymet unsuru veya 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21.maddesi gereği ithalatta KDV matrah unsuru olup, Gümrük Yönetmeliği’nin 53/5.maddesi gereği, en geç söz konusu kıymet veya matrah unsurunun öğrenildiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ilgili gümrük idaresine beyanda bulunulması ve tekabül eden vergilerin de aynı süre içinde ödenmesi gerekir.

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 24/3-a ve 27.maddesi gereği gümrük kıymet unsuru veya 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21.maddesi gereği ithalatta KDV matrah unsuru olup, brüt tutarları üzerinden şayet ithalat (Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi’nin tescili) sırasında belli ise ithal eşyasının Gümrük Kıymetine ilave edilerek/katılarak beyan edilmesi, ithalat sırasında belli olmayıp sonradan belirleniyor ise, bu durumda da Gümrük Yönetmeliği’nin 53/5.maddesi gereği, en geç söz konusu kıymet veya matrah unsurunun öğrenildiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ilgili gümrük idaresine beyanda bulunulması ve tekabül eden vergilerin de aynı süre içinde ödenmesi gerekir.

Gümrük Yönetmeliği’nin 53.maddesi uyarınca istisnai kıymetle beyan yapılan hallerde, tamamlayıcı beyanın gümrük idaresine verilmesi gerektiği süreden önce istisnai kıymete ilişkin ödemenin (mal ithaline ilişkin vade farkı tutarı veya kıymet farlı tutarının) yurt dışına transferinin gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi takdirde, vade farkı tutarı üzerinden Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/16, 2013/6 ve 2017/20 sayılı Genelgeleri kapsamında, (8/4/2015 Tarihli ve 2015/7511 Sayılı Kararnamenin Eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintileri Hakkında Karar eki “Vadeli İthalatında KKDF Kesintisi Oranı % 0 ‘Sıfır’ Olarak Belirlenen Mallar Listesi”nde – ‘Liste 1’de belirtilen GTİP’ler hariç) KKDF tahakkuk ve tahsili, ayrıca hesaplanan KKDF tu-tarı üzerinden varsa ÖTV ile bunlara (KKDF + ÖTV tutarına) tekabül eden KDV’nin tahsili gerekir.

Kerim Çoban

Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

Continue reading

Veri Yüklü Taşıyıcıların İthalatı ve İhracatı ile İthalatta Navlun Konusunda Bazı Açıklamalar

Veri Yüklü Taşıyıcıların İthalatı ve İhracatı ile İthalatta Navlun Konusunda Bazı Açıklamalar

28

Mart,2019

ÖZET

Veri yüklü taşıyıcıların ithaline ilişkin mevzuat düzenlemeleri 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun birinci maddesinden hareketle Gümrük Yönetmeliği’nin 54.maddesi ile Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 06.04.2016 tarih ve 2016/5 sayılı Genelgesiyle yapılmış olup, günümüz şartlarına göre yetersin ve ihtiyaca cevap vermekten çok uzaktır. Veri ya da komut yüklü bilgi taşıyıcılarının ithalatı sırasında ilgili gümrük idaresi, mevcut gümrük mevzuatını dikkate alarak gümrük kıymetinin belirlenmesinde, fatura üzerinde taşıyıcı ortamın maliyet veya kıymetinden ayırt edilebilmesi koşuluyla, sadece somut olan taşıyıcı ortamın (CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, vb.) kendisinin maliyeti veya kıymetini esas almakta, söz konusu ithalatların yapılma sebebini oluşturan, taşıyıcıların içinde bulunan (soyut olan) veri veya komutların maliyet veya kıymetini dikkate almamaktadır. Yine aynı mevzuata göre, veri ya da komut yüklü bilgi taşıyıcılarının ihracatı sırasında ilgili gümrük idaresi, gümrük kıymetinin belirlenmesinde sadece somut olan taşıyıcı ortamın (CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, harddisk gibi elektronik ortamlar ve basılı kağıt ortamlar, vb.) kendisinin maliyeti veya kıymetini esas almakta, soyut olan veri veya komutların maliyet veya kıymetini dikkate almamakta, ihracat beyannamesinde beyan edilememektedir.

Navlun farkı, ölü navlun (dead freight), navlun komisyonu, yurt dışı kara taşımacılığı, baf, caf, savaş riski, korsan riski, boğaz/kanal geçiş ücreti, otoban ücreti, primaj ücreti, Thc (yurtdışı elleçleme ücreti), High Cube Surcharge (Konteyner taşıma ek ücreti), IMCO Charge (Tehlikeli madde taşımalarında ödenen ek ücret), tonaj aşımı ücreti, yurt dışı liman masrafları, ithal eşyasının yurt dışında yüklenmesinin gecikmesi nedeniyle ödenen demoraj/sürasterya ücreti, yüksek sezon/sıkışıklık maliyeti, vb. unsurlar navlunun bir parçası olup, navlun ücreti/navlun ödemesi (Gümrük Kıymetinin bir unsuru) olarak değerlendirilmesi gerekir.

Anahtar Kelimeler: CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, harddisk, ölü navlun, baf, caf, savaş riski, primaj ücreti, Thc (yurtdışı elleçleme ücreti), yurt dışı liman masrafları, …

GİRİŞ

Veri ve yüklü taşıyıcıların ithaline ilişkin mevzuat düzenlemeleri, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun birinci maddesinden hareketle Gümrük Yönetmeliği’nin 54.maddesinde, ihracatına ilişkin mevzuat düzenlemeleri ise Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 06.04.2016 tarih ve 2016/5 sayılı Genelgesiyle yapılmış olup, günümüz şartlarına göre ihtiyaca cevap vermekten çok uzaktır.

Uygulamada, veri ya da komut yüklü taşıyıcılarının ithalatı ve ihracatı sırasında ilgili gümrük idaresi, mevcut gümrük mevzuatını dikkate alarak gümrük kıymetinin belirlenmesinde, fatura üzerinde taşıyıcı ortamın maliyet veya kıymetinden ayırt edilebilmesi koşuluyla, sadece somut olan taşıyıcı ortamın (CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, vb.) kendisinin maliyeti veya kıymetini esas almakta, söz konusu ithalat ve ihracatın yapılma sebebini oluşturan, taşıyıcıların içinde bulunan (soyut olan) yazılım, program, proje, biyokimyasal formül, know-how, çizim, teknik şema, tasarım gibi veri ve komutlar ile benzeri teknolojik ürünlerin maliyet veya kıymeti dikkate alınmamakta, bahse konu maliyet ve kıymetler, gümrük işlemleri sırasında ilgili ithalat ve ihracat beyannamelerine yansıtılamamakta, beyannamelerde yer almamakladır. Bu da bir takım sıkıntılara sebep olmaktadır.

Örnek 1: İthalatçı X firmasının, Türkiye’de çoğaltarak satış ve dağıtımını yapmak üzere, Almanya’da bulunan Y firmasından özel bir bilgisayar yazılımı satın aldığını, söz konusu yazılımın alış faturasında ayrı bir kalem olarak belirtilen 0,50-EUR kıymetinde bir CD’ye yüklü ve kıymetinin de 800.000-EUR olduğunu, ithalatçı X firmasının özel yazılım bedeli (gayri maddi hak) olan 800.000-EUR’nun stopajını keserek kalan kısmını Y firmasına gönderdiğini varsayalım. İthalat işlemleri için ilgili gümrük idaresine başvurması durumunda, gümrük idaresince sadece taşıyıcı materyal CD’nin kıymeti olan 0,50-EUR üzerinden ithalat beyannamesi (SDGB) düzenlenmekte, gümrükçe alınan tüm gümrük vergi ve resimleri bu tutar (0,50-EUR taşıyıcı materyalin kıymeti) üzerinden tahsil edilmekte, esas ithalata konu olan taşıyıcı materyalin içinde bulunan yazılımın kıymeti olan 800.000-EUR dikkate alınmamaktadır. Ancak, taşıyıcı ortamın kıymet veya maliyeti, içinde taşıdığı veri ya da komutların maliyet veya kıymetlerinden ayırt edilemiyorsa, ayrıca belirlenemiyorsa, ilgili faturasında taşıyıcı ortam ile birlikte bir bütün olarak faturalandırılan söz konusu veri ya da komutların kıymeti, genel kıymet kuralları gereği taşıyıcı ortam ile birlikte gümrük kıymetine dahil edilmesini, fatura tutarının tamamının gümrük kıymeti olarak dikkate alınmasını gerektirmekle birlikte, gerçek hayatta pek rastlanılan, uygulamada sıkça görülen bir durum değildir.  

Örnek 2: Birinci örneğimizdeki özel bilgisayar yazılımı, ilgili faturasında içinde bulunduğu taşıyıcının (CD’nin) kıymetinden ayrı olarak belirtilmemişse, CD’nin kıymetinden ayrılamıyor ise; Genel kıymet kuralları gereği ithalat sırasında gümrük idaresince dikkate alınması gereken gümrük kıymeti 0,50-EUR değil, 800.000,50-EUR olup,  800.000,50-EUR gümrük kıymeti üzerinden, taşıyıcı ortam olan CD’nin ait olduğu GTİP ve vergi oranı ile diğer dış ticaret şartlarının yerine getirilmesi sonucu ithalat işlemi tamamlanacak, gümrük vergi ve resimleri 800.000,50-EUR tutar üzerinden hesaplanıp tahsil edilecektir.

1 ve 2.örneklerimizdeki ithalat olayını ilgili gümrük mevzuatı ve mali mevzuat açısından birlikte değerlendirdiğimizde ise, birinci örneğimizde: Gümrük idaresi CD tutarı olan 0,50-EUR gümrük kıymeti üzerinden (Eşya Almanya’dan, AB’den geldiği ve A.TR Dolaşım Belgesi olduğu, Gümrük Vergisi olmadığı için) sadece 0,09-EUR (karşılığı TL)  KDV tahsil edilecek, söz konusu özel yazılımın bedeli olan 800.000-EUR satıcı için gayri maddi hak kazancı olduğu ve Türkiye ile Almanya arasındaki mevcut Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması gereği gayri maddi hak kazançlarında vergi oranı (Stopaj) % 10 olduğu için ilgili vergi dairesince 800.000-EUR tutar üzerinden % 18 (144.000-EUR) KDV ile % 10 (80.000-EUR) stopaj olmak üzere toplam 224.000-EUR (karşılığı TL) vergi kesintisi yapılacaktır (5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15/7. ve 30/11.maddelerine göre; Yapılacak vergi kesintileri, kazanç ve iratların gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınır).

İkinci örneğimizde ise; İlgili eşya faturasında taşıyıcının (CD’nin) kıymeti ayrı olarak belirtilmediği, yazılımla beraber/birlikte 800.000,50-EUR olduğu için, ilgili gümrük müdürlüğünce 800.000,50-EUR gümrük kıymeti üzerinden (Eşyada Gümrük Vergisi olmadığı için) sadece % 18 (144.000-EUR – karşılığı TL) KDV tahsil edilecek, sonuçta 80.000-EUR (karşılığı TL) tutarında vergi (stopaj) kaybına uğranacaktır.  

Bu makalemizde; Yazılım, program, proje, biyokimyasal formül, know-how, çizim, teknik şema, tasarım gibi veri ve komutlar, benzeri teknolojik ürünler ile bu verileri taşıyan, bu verilerin kaydedildiği CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, vb. taşıyıcı ortamlarla ilgili mevcut mevzuat hükümleri ile söz konusu ürünlerin ithalat ve ihracatlarına ilişkin kişisel görüşlerimize yer verilecektir.

I- İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun amacı:  Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine giren ve çıkan eşyaya ve taşıt araçlarına uygulanacak gümrük kurallarını belirlemektir (Gümrük Kanunu 1.madde).

Gümrük Yönetmeliği’nin 54.maddesine göre: Bilgisayarlarda kullanılmak üzere ithal edilen veri ya da komutlar yüklü bilgi taşıyıcılarının gümrük kıymetinin belirlenmesinde, sadece taşıyıcı ortamın kendisinin maliyeti veya kıymeti esas alınır. Bu nedenle, taşıyıcı ortamın maliyet veya kıymetinden ayırt edilebilmesi koşuluyla, gümrük kıymeti, veri veya komutların maliyet veya kıymetini içermez. Bu maddede geçen:       a) Taşıyıcı ortam deyimi; Entegre devreler, yarı iletkenler ve bu tür devre veya cihazlarla bütünlük oluşturan benzeri araç ve aletleri, b) Veri veya komutlar deyimi; Ses, sinematografik veya video kayıtlarını, kapsamaz.

Gümrük Kanunu’nun 27/1-c.maddesinde: Kıymeti belirlenecek eşyanın satış koşulu gereği, alıcının doğrudan veya dolaylı olarak ödemesi gereken, fiilen ödenen veya ödenecek fiyata dahil edilmemiş olan royalti ve lisans ücretleri ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına katılması gerektiği belirtilmesine karşın, aynı Kanun’un 27/5-a maddesinde; İthal eşyasının gümrük kıymetinin belirlenmesi sırasında “Türkiye’de çoğaltılması hakkı için yapılan ödemeler”in, Kanunu’nun 27/1-c.maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve fiilen ödenen veya ödenecek fiyata ilave edilemeyeceğinin belirtildiği anlaşılmakta olup, yine konuya ilişkin Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2009/73 sayılı Genelgesinde de: Türkiye’de sinemalarda gösterilecek dolu sinema filmleri ile televizyon kuruluşlarınca televizyonlarda gösterilecek film dolu video kasetlerinin kat’i olarak ithalinde (gösterim için Türkiye’de çoğaltılacağı/çoğaltıldığı için) royalti ücretlerinin gümrük kıymetine dahil edilmemesi gerektiği belirtilmiştir.

4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı maddelerinin Uygulanması Hakkında 2009/15481 Sayılı Karar’ın 29.maddesine göre: a) Ticari kullanımdan önce görülmek üzere gönderilen sinema filmlerinin pozitifleri, basılı ve işleme tabi tutulmuş ve diğer kayıtlı görüntü taşıyan eşyaya, b) Ses, dublaj veya çoğaltma amacıyla gönderilen filmler, manyetik bantlar ve teller ile diğer ses veya görüntü taşıyan eşyaya, c) Ücrete tabi olarak toplu gösterime sunulmadığı sürece, yabancı ürünlerin işlevini veya mahiyetini tanıtan filmlere, ç) Otomatik veri işlemede kullanılmak üzere ücretsiz olarak gönderilen veri taşıyan eşyaya geçici ithalat izni verilir.

Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün konuya ilişkin 2016/5 sayılı Genelgesinde de: Bilgisayarlarda kullanılan veri ya da komut yüklü bilgi taşıyıcılarının ihracat için gümrük idaresine beyan edilmesi durumunda, gümrük beyannamesinde sadece veri ya da komutların içinde yer aldığı taşıyıcı ortamın (CD, DVD, flashdisk, harddisk gibi elektronik ortamlar ve basılı kağıt ortamlar) gümrük kıymetinin yer alacağı, veri ya da komutların gümrük kıymetinin ise, Gümrük Kanununun 1 inci maddesi kapsamında (yani, taşıt veya eşya) olmadığından beyan edilmeyeceğinin (İhracat beyannamesinde yer almayacağının) belirtildiği anlaşılmaktadır.

– 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamında yürütülen yazılım, AR-GE, yenilik ve tasarım projeleri ile ilgili araştırmalarda kullanılmak üzere ithal edilen eşya, gümrük vergisi ve her türlü fondan, bu kapsamda düzenlenen kâğıtlar ve yapılan işlemler damga vergisi ve harçtan müstesnadır (4691 sayılı Kanun’un Ek 2.Madde).

30070/18.05.2017 say. ve tar. RG.’de yayımlanan İhracat ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulama Genel Tebliği’nin 5.maddesinin (g) fıkrası ile İhracat: 2017/4 sayılı Tebliğin 6.maddesinin (g) fıkrası gereği: “Yurt dışına yönelik olarak gerçekleştirilecek müteahhitlik, müşavirlik, yazılım ve mühendislik hizmetleri” Damga vergisi ve Harçtan müstesnadır/İstisnadır.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun geçici 20/1 inci maddesine göre: 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre teknoloji geliştirme bölgesinde ve ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyette bulunan girişimcilerin kazançlarının gelir veya kurumlar vergisinden istisna bulunduğu süre içinde münhasıran bu bölgelerde ürettikleri ve sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımı şeklindeki teslim ve hizmetler KDV’den müstesnadır. Teknoloji geliştirme bölgelerinde veya ihtisas teknoloji geliştirme bölgelerinde bulunan mükelleflerin 31/12/2023 tarihine kadar bu bölgelerde ürettikleri sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımları şeklindeki teslim ve hizmetleri KDV’den istisnadır. Söz konusu bölgelerde üretilen yazılımın farklı kişilere satılması ya da satışın CD veya elektronik ortamda yapılması istisna uygulanmasına engel değildir.

Üniversitelere bağlı Teknokentler de Teknoloji Geliştirme Bölgesi olarak değerlendirilir. Kanunun geçici 20/1 inci maddesi kapsamında üretilen söz konusu yazılımların fikri mülkiyet hakkının, bu bölgede faaliyette bulunan mükellefte kalmak suretiyle belirli zaman aralıklarıyla farklı kişilere satılması veya söz konusu yazılımların sanal ortamda paylaşımının sağlanması halinde de KDV istisnası uygulanır.

– Yazılımların pazarlanması işinin bayi kanalıyla yapılması halinde, Teknokent bünyesinde geliştirilen sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulamalarına yönelik genel anlamda yazılım programlarının bayiye tesliminde KDV istisnası uygulanır. Bayiler tarafından satışında ise, (bu satış işlemi istisna kapsamında değerlendirilmeyeceğinden) genel hükümler çerçevesinde KDV hesaplanır.

Ancak, güncelleme dışında, bir yazılımla ilgili olarak verilen bakım, destek (otomasyon) hizmetleri, teknoloji geliştirme bölgesinde veya ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde üretilse dahi, oyun programları, network uygulamaları gibi yazılımlar, işlevlerini yerine getirmek için yazılım kullanan ürün, aygıt, eşya vb. donanımlar ile bu donanımlara ilişkin hizmetler, web sitesi aracılığıyla verilen reklam hizmetleri ve ar-ge çalışmaları kapsamında yer alan teslim ve hizmetler istisna kapsamında değerlendirilmez.

Öte yandan, teknoloji geliştirme bölgesinde veya ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde üretilen yazılımın, Kanunun 11 ve 12 nci maddeleri kapsamında ihraç edilmesi halinde, bu ihracata ilişkin yüklenilen KDV’nin, 3065 sayılı Kanunun 32.maddesine göre indirim ve iade konusu yapılması mümkündür (KDV Uygulama Genel Tebliği).

Yazılım: Bir bilgisayar, iletişim cihazı veya bilgi teknolojilerine dayalı bir diğer cihazın çalışmasını ve kendisine verilen verilerle ilgili gereken işlemleri yapmasını sağlayan komutlar dizisinin veya programların ve bunların kod listesini, işletim ve kullanım kılavuzlarını da içeren belgelerin, belli bir sistematik içinde, tasarlama, geliştirme şeklindeki ürün ve hizmetlerin tümü ile bu ürün ya da mal ve hizmetlerin lisanslama, kiralama ve tüm hakları ile devretme gibi teslim şekillerinin tümünü ifade eder (4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu 3.madde).

II- VERİ YÜKLÜ TAŞIYICILARIN İTHALİİ

– Veri yüklü taşıyıcıların/veri yüklü nesnelerin ithaline ilişkin mevzuat düzenlemeleri 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun birinci maddesinden hareketle Gümrük Yönetmeliği’nin 54.maddesi ile Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 06.04.2016 tarih ve 2016/5 sayılı Genelgesiyle yapılmış olup, günümüz şartlarına göre çok yetersin ve ihtiyaca cevap vermekten uzaktır.

– Bilgisayarlarda kullanılmak üzere ithal edilen veri ya da komutlar yüklü bilgi taşıyıcılarının gümrük kıymetinin belirlenmesinde, sadece taşıyıcı ortamın kendisinin maliyeti veya kıymeti esas alınır. Veri ya da komutların kıymeti dikkate alınmaz. Bu nedenle, taşıyıcı ortamın maliyet veya kıymetinden ayırt edilebilmesi koşuluyla, veri veya komutların maliyet veya kıymeti, beyan edilen gümrük kıymeti içinde ve ilgili serbest dolaşıma giriş beyannamesinde yer almaz.

Diğer bir deyişle, veri ya da komut yüklü bilgi taşıyıcılarının ithalatı sırasında ilgili gümrük idaresi, mevcut gümrük mevzuatını dikkate alarak gümrük kıymetinin belirlenmesinde, fatura üzerinde taşıyıcı ortamın maliyet veya kıymetinden ayırt edilebilmesi koşuluyla, sadece somut olan taşıyıcı ortamın (CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, vb.) kendisinin maliyeti veya kıymetini esas almakta, söz konusu ithalatların yapılma sebebini oluşturan, taşıyıcıların içinde bulunan (soyut olan) veri veya komutların maliyet veya kıymetini dikkate almamaktadır.

 Örneğin 1: İthalatçı A firması 0,5-USD kıymetinde bir çipe yüklü/çip içinde 1.000.000-USD değerinde bir yazılım veya bir formül, know-how yada bir projeyi alış faturası ile birlikte ithalat işlemleri için ilgili gümrük idaresine başvurması durumunda; İthalat sırasında gümrük idaresince sadece taşıyıcı metaryalin kıymeti (0,5-USD) üzerinden ithalat beyannamesi (SDGB) düzenlenmekte, gümrükçe alınan tüm gümrük vergi ve resimleri bu tutar (taşıyıcı metaryalin kıymeti) üzerinden tahsil edilmekte, esas ithalata konu olan taşıyıcı metaryalin içinde bulunan yazılımın, formülün, know-howun, projenin, çizim ve tasarımın, vb. kıymeti dikkate alınmamaktadır.

Ancak, taşıyıcı ortamın kıymet veya maliyeti, içinde taşıdığı veri ya da komutların maliyet veya kıymetlerinden ayırt edilemiyorsa, ayrıca belirlenemiyorsa, taşıyıcı ortam ile birlikte bir bütün olarak faturalandırılan söz konusu veri ya da komutların kıymeti, genel kıymet kuralları gereği taşıyıcı ortam ile birlikte gümrük kıymetine dahil edilmesini, fatura tutarının tamamının gümrük kıymeti olarak dikkate alınmasını gerektirmekle birlikte, gerçek hayatta rastlanılan, uygulamada sıkça görülen ve uygulanan bir durum değildir.

– 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 1.maddesi gereği gümrük işlemlerinin konusunu kısaca; Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesine giren ve çıkan eşyaya ve taşıt araçlarına uygulanacak gümrük kuralları oluşturmakta, taşıyıcı metaryalin içinde bulunan ve soyut olan yazılım, formül, proje, çizim ve tasarım, vb. şeyler eşya olarak kabul etmeyip bu tür işlemler hizmet ithalatı olarak kabul edildiği için gümrük idaresince kapsam dışı bırakılarak ithalat (ilgili SDGB’nin gümrük işlemleri) sırasında vergilendirilmemektedir.

Hizmet ithalatının ithalat işlemleri ve vergilendirilmesi ise; İlgili mali mevzuata göre vergi daireleri aracılığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca yapılmaktadır. Bu da uygulamada bir takım sakınca, sıkıntı, vergi kayıpları ve hazine zararına sebep olmaktadır. Şöyle ki, örneğimizde olduğu gibi ilgili gümrük idaresince ithalat sırasında sadece taşıyıcı metaryal olan çipin kıymeti (0,5-USD) üzerinden vergilendirilmekte, ithalata esas olan ve 1.000.000-USD değerindeki yazılım, formül, proje, çizim, tasarım, vb. soyut ve hizmet nev’inden olduğu için vergilendirilmemekte, vergilendirilmesi Maliye’ye bırakılmakta, Mali yönden ise çoğu zaman “Söz konusu nesnelerin vergilerinin daha önce ithal işlemleri sırasında (SDGB tescili ve gümrük işlemlerinin ikmali ile) İlgili Gümrük İdaresince tahsil edildiği” düşüncesinden hareketle vergilendirilmediği, hizmet ithali olan 1.000.000-USD değerindeki yazılım, formül, proje, çizim, tasarım, vb. nedeniyle Mali mevzuat açısından alınması gereken vergi ve resimlerin (Gelir Vergisi veya Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi, Damga Vergisi, vb.) tahsil edilmediği ve hazine zararına sebep olunduğu anlaşılmaktadır.

Kişisel görüşümüz: Veri ya da komut yüklü bilgi taşıyıcılarının ithalatı sırasında ilgili gümrük idaresince, söz konusu veri veya komutların (Yazılım, program, formül, know-how, proje, çizim, tasarım, vb.) özellik, maliyet ve kıymetini, kullanılacağı yeri ve ithalat amacını gösteren akid veya sözleşme ile fatura ve benzeri belgelerin istenilmesi, yazılım, program, data vb. verilerin, daha önce ithal edilen veya daha sonra ithal edilecek makine, teçhizat, otomobil, motorlu araçlar, elektronik cihazlar, beyaz eşya, dayanıklı tüketim malları gibi eşyalarla ilgili ve bu eşyaların satış koşulu olması durumunda, söz konusu verilerin tutarının bu eşyaların gümrük kıymetine ilave edilerek ithalattan kaynaklanan gümrük vergi ve resimlerin tahakkuk ve tahsilinin sağlanması gerekir. 

Örneğin 2-a) Yüksek teknoloji ürünü elektronik bir dokuma makinesini tüm programları ve yazılımları üzerinde yüklü olarak ABD’den 100.000-USD satın aldığımızı, teslim şeklinin Cif olduğunu ve söz konusu eşyaya ilave edilecek başka bir gümrük kıymet unsuru olmadığını varsayarsak, ithal eşyamızın gümrük kıymeti 100.000-USD olacaktır.

b) Aynı eşyayı, ilgili programları ve yazılımları üzerinde yüklü olmadan 90.000-USD’ye satın aldığımızı, makinenin çalışması için gerekli olan ilgili programlar ve yazılımların tutarının 10.000-USD olduğunu, satış koşulu gereği makineden ayrı olarak, makine ithalatından bir ay sonra bir çip içinde gönderileceğini ve Türkiye’de ilgili makinaya yükleneceğini, çipin kıymetinin 1-USD, yine eşyanın teslim şeklinin Cif olduğunu ve söz konusu eşyaya ilave edilecek başka bir gümrük kıymet unsurunun bulunmadığını varsayalım. Söz konusu eşyaların ithalat işlemlerinin aşağıdaki gibi gerçekleştirilmesi gerekir.

Şöyle ki: Dokuma makinesi Türkiye’ye gelince ilgili gümrük idaresince Gümrük Yönetmeliği’nin 53.maddesi “İstisnai Kıymetle Beyan” gereği 90.000-USD tutar üzerinden ithalat beyannamesinin beyan, kabul ve gümrük işlemlerinin ikmali ile gümrük vergi ve resimlerinin tahakkuk ve tahsili sağlanır. Bir ay sonra ilgili programlar ve yazılımların gelmesine müteakip ilgili gümrük idaresince, 10.000-USD değerindeki program-yazılım tutarı, makine ithaline ilişkin beyannameyle ilişkilendirilerek/gümrük kıymetine ilave edilerek (ilgili makinenin GTİP’i, vergi oranı ve döviz kuru dikkate alınarak), söz konusu yazılımı içinde taşıyan 1-USD tutarındaki cip ise kendi GTİP’inde ayrı bir eşya olarak değerlendirilerek, tekabül eden gümrük vergi ve resimlerinin tahakkuk ve tahsili sağlanır.

Şayet, söz konusu veri veya komutların yurt içinde yapılacak bir üretim veya çoğaltma işlemine yada herhangi bir hizmet ithaline ilişkin olması durumunda ise ithalata müteakip en kısa sürede ilgili bilgi ve belgelerle birlikte, ilgili mükellefin bağlı bulunduğu Vergi dairesine bildirimde bulunulması, ilgili vergi dairesince de, söz konusu yazılım, program, proje, çizim, tasarım, vb. hizmet ithaline ilişkin olması durumunda 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1, 6, 8, 9, 10 ve 24.maddesi ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği gereği KDV tahsilatı, Türkiye’deki çoğaltma veya üretimle ilgili yazılım, formül, know-how, vb. gayri maddi hak olması halinde ise brütleştirilmiş tutar üzerinden 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1, 6, 8, 9, 10 ve 24.maddesi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70, 94.maddesi ve geçici 67.maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1, 2, 3, 14, 15, 21, 24, 25, 30 ve 31.maddesi, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği ve ilgili mevzuat hükümleri gereği KDV ve Stopaj kesintisi ile Mali mevzuat açısından alınması gereken varsa diğer vergi ve resimlerin kontrol, denetim ve tahsilinin sağlanması gerekir.

III- VERİ YÜKLÜ TAŞIYICILARIN İHRACATI :

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 1.maddesi, Gümrük Yönetmeliği’nin 54.maddesi ile Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2016/5 sayılı Genelgesi hükümlerine göre; Veri ya da komut yüklü bilgi taşıyıcılarının ihracatı sırasında ilgili gümrük idaresi, mevcut gümrük mevzuatını dikkate alarak gümrük kıymetinin belirlenmesinde, sadece somut olan taşıyıcı ortamın (CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, harddisk gibi elektronik ortamlar ve basılı kağıt ortamlar, vb.) kendisinin maliyeti veya kıymetini esas almakta, soyut olan veri veya komutların maliyet veya kıymetini dikkate almamakta, ihracat beyannamesinde beyan edilememektedir.

Türkiye’de yeterince olmasa da kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektörün AR-GE çalışmalarına ve bilişim teknolojilerine önem vermeye başlaması, bu alanlardaki harcama ve yatırımların her geçen gün artarak devam etmesiyle birlikte, Türkiye’de yüksek teknoloji gerektiren ve stratejik önem taşıyan ürünlerin yıllık ihracat rakamları içindeki payı çok düşük, hatta yok denecek kadar azdır. Türkiye’nin ihracatının % 62’sini düşük ve orta teknoloji gerektiren ürünler, % 36,30’unu orta-ileri teknoloji gerektiren ürünler, % 1,7’sini ise yüksek teknoloji gerektiren ürünler oluşturmaktadır. Türkiye, toplam ihracatı içerinde yüksek teknoloji içeren ürün ihracatının payı en düşük olan OECD ülkesidir. Karabük Üniversitesi, İ.İ.B.F. İktisat Bölümünce 2018 yılında yapılan akademik bir araştırmaya göre Türkiye’nin yüksek teknoloji kullanılarak gerçekleştirilen ürünlerinin ihracatının toplam ihracat içindeki payı 2017 yılı itibariyle sadece % 1,85, 2018 yılı içinde (01.01.2018 – 30.11.2018 döneminde) % 1,68 olarak gerçekleşmiştir.

– Sorunlu bir coğrafyada, siyasi ve ekonomik belirsizliklerin çok olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Dünyanın on yedinci büyük ekonomisiyiz ve hedefimiz onunculuğu yakalamak. Türkiye olarak bir taraftan üretim ve ihracatımızı artırmaya çalışırken, bir taraftan da ihracat işlemlerini kolaylaştırmak ve ihracatı cazip hale getirmek, ihracatın ve ihracat işlemlerinin önündeki engelleri azaltmak zorundayız. Yüksek teknoloji gerektiren, katma değeri yüksek olan bilişim teknolojileri içeren ürün, hizmet ve yazılımlarının ihracatımız içindeki payının artırılabilmesi için Ar-Ge harcamalarının artırılması, desteklenmesi ve teşvik edilmesi, teşvik mekanizmalarının yeniden düzenlenmesi ve gerekli yasal çerçeveye oturtulması gerekir.

– Ülkemizde uygulanan gümrük ve dış ticaret mevzuatında veri ve komutların, yazılım, vb. programların, “ürün mü (mal)” yoksa “hizmet kalemimi” nitelendirmesinde sorunlar yaşanması ve bunların genelde “hizmet” sayılması, ayrıca, ihracat sırasında denetlenebilir bir altyapısının olmaması, söz konusu veri, komut, yazılım, program, vb. nesnelerin yurt dışı satışları gerçekleştirilse bile bunların kıymet ve tutarlarının gümrük çıkış (ihracat) beyannamesinde gösterilememesi, beyan edilememesi,

kısacası, ihracat tutarı/ihracat rakamı üzerinden sağlanan hiçbir hak, menfaat ve teşviklerden (Örneğin: Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası, İhracatta Yerinde Gümrükleme İzni, vb.) faydalanılamaması vb. nedenlerle yazılım, program, veri ve komut, vb. nesnelerin üretim ve ihracatını yapan sektör üyeleri, Türkiye’de bazı sektörlerden daha fazla katma değer oluşturmalarına karşın, destek, menfaat ve teşviklerden amaçlanan oranda yararlanamamaktadırlar.

– Hali hazırda, soyut olan CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, harddisk gibi elektronik ortamlar içinde bulunan/ taşınan bilgi, yazılım, program, proje, biyokimyasal formül, know-how, çizim, teknik şema, tasarım, vb. teknolojik ürünlerin ihracatını fiilen gerçekleştirmek neredeyse imkansızdır.

Örnek 1: A firması olarak yıllarca inşaat ve mühendislik sektöründe faaliyet gösterdiğinizi, bünyenizde yüzlerce teknik eleman, mimar ve mühendis çalıştırdığınızı, faaliyet sahanızda belirli bir gelişim, birikim, tecrübe, uzmanlaşma ve büyüklüğe ulaştığınızı, firma olarak Hindistan’da Ganj Nehri üzerine yapılacak büyük bir baraj ve üzerine kurulacak hidro elektrik santrali projesinin çizim ihalesini kazandığınızı, proje çizim bedelinin 1.000.000-USD olduğunu, söz konusu proje çiziminin firma çalışanları tarafından Türkiye’de tamamlanarak bir DVD’ye kaydedildiğini ve DVD kıymetinin 1-USD olduğunu, söz konusu proje çiziminin Hindistan’a ihraç edilmek istendiğini, bunun için A Firmasınca konuya ilişkin satış sözleşmesi, projenin ihracatı için satış/ihracat faturası ve ilgili belgelerle gümrük idaresine müracaat edildiğini (A Firmasınca 1.000.001-USD tutarında ihracat beyannamesi tescilinin yapılmasının istenildiğini) varsayalım. İlgili gümrük idaresi 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 1.maddesi, Gümrük Yönetmeliği’nin 54.maddesi ile Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2016/5 sayılı Genelgesi hükümlerini dikkate alarak, ihracat/gümrük çıkış beyannamesini 1.000.001-USD üzerinden kabül ve işlemleri ikmal etmeyip bunun yerine, A Firması adına sadece çizimin/ projenin yüklendiği, taşıyıcısı olan DVD’nin kıymeti karşılığı olarak 1-USD tutarında Gümrük çıkış/ihracat beyannamesini kabul ve tescil edecektir. Sonuçta, A Firması 1.000.000-USD ihracat tutarının sağladığı veya sağlayacağı “İhracat tutarı üzerinden yararlandırılan, verilen çoğu teşvik, uygulama, kolaylıklar ile vergi, resim ve harç istisnası, vb.” hak ve menfaatlerden mahrum kalmaktadır.

3065 sayılı KDV Kanunu’nun geçici 20/1 inci maddesi ve KDV Uygulama Genel Tebliği ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre; “Teknoloji geliştirme bölgelerinde veya ihtisas teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyette bulunan girişimcilerin/mükelleflerin 31/12/2023 tarihine kadar bu bölgelerde ürettikleri sistem yönetimi, veri yönetimi, iş uygulamaları, sektörel, internet, mobil ve askeri komuta kontrol uygulama yazılımları şeklindeki teslim ve hizmetlerinin KDV’den istisna olmasına, söz konusu bölgelerde üretilen yazılımın farklı kişilere satılması ya da satışın CD veya elektronik ortamda yapılmasının istisna uygulanmasına engel olmamasına, Teknoloji geliştirme bölgesinde veya ihtisas teknoloji geliştirme bölgesinde üretilen yazılımın, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 11 ve 12 nci maddeleri kapsamında ihraç edilmesi halinde, bu ihracata ilişkin yüklenilen KDV’nin, aynı Kanun’un 32.maddesine göre indirim ve iade konusu yapılması mümkün olması”na rağmen,

Örnek 2: 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununa göre kurulan ve işletilen bir teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet gösteren B Firması, bölgede ürettiği “Askeri komuta kontrol uygulama yazılımı”nı Katar Silahlı Kuvvetleri’ne 500.000-EUR’ya satmıştır. Satış sonrası söz konusu yazılımı          1-EUR tutarlı bir çip içine yerleştirerek, 500.001-EUR tutarlı satış/ihracat faturası, satış sözleşmesi ve gerekli belgelerle birlikte, ihracat yapmak için ilgili gümrük idaresine başvurarak gümrük işlemlerin yapılmasını istemiştir. İlgili gümrük idaresi Gümrük Kanunu’nun 1.maddesi, Gümrük Yönetmeliği’nin 54.maddesi ile Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2016/5 sayılı Genelgesi hükümlerini dikkate alarak, ihracat/gümrük çıkış beyannamesini 500.001-EUR üzerinden kabül ve işlemleri ikmal etmeyip bunun yerine, B Firması adına sadece ilgili yazılımın yüklendiği, taşıyıcı ortam olan çipin kıymeti karşılığı olarak 1-EUR tutarında Gümrük çıkış/ihracat beyannamesini kabul ve tescil edecektir. Sonuçta, B Firması 500.000-EUR ihracat tutarının sağladığı veya sağlayacağı “İhracat tutarı üzerinden yararlandırılan, teşvik, uygulama, gümrük kolaylığı ile vergi, resim ve harç istisnası, vb.” hak ve menfaatlerden (Yüklendiği KDV’nin mahsubu hariç) yararlanamayacaktır.

Kişisel görüşümüz: Veri ya da komut yüklü bilgi taşıyıcılarının ihracatı sırasında ilgili gümrük idaresince, gümrük kıymetinin belirlenmesi sırasında sadece taşıyıcı ortamın (CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, harddisk gibi elektronik ortamlar ve basılı kağıt ortamlar, vb.) kendisinin maliyeti veya kıymetinin değil, esas itibariyle içlerinde taşıdıkları veri veya komutların (yazılım, üretim formülü, biyokimyasal formül,  know-how, networking, proje, çizim, teknik şema, tasarım, vb. dijital veriler) kıymetinin dikkate alması, bu kıymet üzerinden ihracat beyannamesinin tescil ve gümrük işlemlerinin ikmal edilmesi, beyannamede ödeme şeklinin “Peşin Ödeme” olarak gösterilmesi, ihracat tutarının ilgili ihracat beyannamesinin tescilinden önce Türkiye’ye getirilip bir banka veya özel finans kurumuna bozdurulduğuna dair DAB, konuya ilişkin satış sözleşmesi, satış/ihracat faturası, ihraç edilecek nesneye ilişkin ayrıntılı ve tanıtıcı teknik bilgiler vb. bilgi ve belgelerin ihracatçıdan istenilmesi, ihraç edilecek nesnenin kıymetinin ve özelliklerinin yapılacak ihraç beyanına uygun ve gerçeği yansıtıp yansıtmadığına dair ilgili Mimarlık ve Mühendislik Odaları, Üniversitelerin ilgili bölümleri ile Tubitak gibi kuruluşlardan alınacak “Uygunluk Raporu”na istinaden, gümrük idaresince yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda uygun bulunanların, taşıyıcı ortam ve içindeki veri veya komutun kıymeti üzerinden yapılan beyanın ve ilgili ihracat beyannamesinin kabul, tescil ve gümrük işlemlerinin tamamlanarak ihracatın gerçekleştirilmesi, başta Ticaret Bakanlığı olmak üzere ilgili birimlerce en kısa sürede konuya ilişkin gerekli ve yeterli kanuni düzenlemelerin yapılması gerekir.

IV-  NAVLUN (YURT DIŞI TAŞIMA) GİDERLERİ İLE İÇ TAŞIMA GİDERİ

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 27/1-e maddesi gereği; 28 inci maddenin “a” bendi hükmü saklı kalmak kaydıyla, ithal eşyası için Türkiye’deki giriş liman veya yerine kadar yapılan nakliye ve sigorta giderleriyle eşyanın giriş liman veya yerine kadar nakliyesi ile ilgili olarak yapılan yükleme ve elleçleme giderleri ilgili eşyanın “Gümrük Kıymetinin” bir unsurudur. Navlun, CIF Kıymetin (Cost-maliyet, Insurance-sigorta, Fright-navlun) bir parçasıdır.

Gümrük Kanunu’nun 28.maddesinin a fıkrasına göre; İthal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatından ayırt edilebilmeleri koşuluyla eşyanın, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi ile Türkiye’nin anlaşmalarla dahil olduğu gümrük birliği gümrük bölgelerine giriş yerine varışından sonra yapılan nakliye ve sigorta giderleri ithal eşyasının gümrük kıymetine katılmaz, gümrük kıymetinin bir unsuru değildir. Ancak, ayırt edilemiyor ise esas navlunla birlikte gümrük bölgelerine giriş yerine varışından sonra yapılan (Türkiye içindeki) nakliye gideri de gümrük kıymetinin bir unsuru olarak değerlendirilir.

Kısacası; İthal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatından ayırt edilebilmeleri koşuluyla, ithal eşyası için yapılan Gümrük birliği gümrük bölgeleri arasındaki taşıma/navlun ücreti ve sigorta tutarı ile eşyanın gümrük bölgelerine giriş yerine varışından sonra yapılan (Gümrük birliği iç parkuruna isabet eden, Türkiye’nin içine isabet eden) nakliye ve sigorta giderleri gümrük kıymetine dahil değildir. Gümrük kıymetine katılmaz (Uygulamada ise maalesef ithal eşyanın gümrük kıymetine katılmasına devam edilmektedir). Ancak, söz konusu giderlerin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21/c maddesi uyarınca ithal edilen eşyanın KDV matrahına dahil edilmesi gerekir.

Örneğin: İthal eşyası için yapılan Türkiye – Rusya arası navlun ve sigorta ücreti Gümrük kıymetinin bir unsuru iken, Gümrük birliği ülkeleri (Almanya, Fransa, Belçika, vb.) ile Türkiye arasında ithal eşyası için yapılan navlun ve sigorta giderleri (ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatından ayırt edilebilmeleri koşuluyla) Gümrük Kanunu’nun 28/a.maddesi gereği gümrük kıymetinin unsuru değildir. İthal edilen eşyanın gümrük kıymetine katılamaz. Ancak, söz konusu navlun ve sigorta giderlerinin 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21/c maddesi uyarınca ithal edilen eşyanın KDV matrahına dahil edilmesi gerekir.

Navlun: Navlunun İngilizcesi Freight ‘tır. Freight ‘ın Türkçe karşılığı ise: Navlun, nakliye, taşıma ve taşıma ücretidir.

Navlun’un sözlük anlamı: “Dış ticarette bir yerden başka bir yere ulaştırmak için gemiye alınan eşyanın bütünü ve taşıyıcı tarafından, gemisinde taşınacak yük için istenen ücret” olarak tanımlanır. Ancak zamanla beraber gümrükleme sektöründe “navlun” kelimesi salt deniz yoluyla yapılan taşımacılık için değil, dış ticaret işlemlerinde herhangi bir ulaşım yolu ile (deniz yolu, kara yolu, hava yolu ve demir yolu) yapılan taşıma hizmetine ve taşıma hizmeti karşılığında ödenen bedele verilen genel isim olmuştur.

– Navlun bedelini, malı taşıtan taraf ödeyebileceği gibi satın alan ya da teslim alan kişi de ödeyebilir. Navlun bedelini kimin ödeyeceği taraflar arasında yapılan ticari anlaşma ile belirlenir. Navlun peşin ödenebileceği gibi (Freight Prepaid), varış limanında da ödenebilir (Freight Payable At Destination/Freight Collect). Tüm bunlar konşimento adı verilen sözleşmelerde düzenlenir.

– Genelde, konşimentolar üzerinde navlun ücretlerinin nerede ödendiği veya ödeneceğini gösteren “Freight Collect” veya “Freight Payable At Destination” yada “Freight Prepaid” şeklinde iki farklı ibare bulunur. “Freight Collect” veya “Freight Payable At Destination” ibaresi navlunun varış yerinde (Türkiye’de), “Freight Prepaid” ibaresi ise navlunun mahreç-çıkış yerinde ödendiğini ifade eder. Dolayısıyla konşimentosunda  “Freight Prepaid” ibaresi bulunun bir eşyanın teslim şeklinin CF veya CIF, buna karşılık konşimentosunda  “Freight Collect” veya “Freight Payable At Destination” ibaresi kayıtlı bulunan eşyanın teslim şeklininse FOB olduğunu anlaşılır.

– Ticaret Bakanlığı Personelince Yapılan İnceleme Ve Araştırmalar İle Müfettişlerce Yapılan Sonradan Kontrol Ve Firma İncelemelerinde; İthalatta teslim şekli CF veya CIF beyan edildiği halde, taşımacı firmalar nezdinde yapılan araştırmalar sonucunda, navlunun Türkiye’de ödendiği tespit edilen tüm beyannamelere ilişkin konşimentolarda “Freight Collect” veya “Freight Payable At Destination” ibarelerinin kayıtlı olduğu görülmüştür. Eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması ve/veya bir gümrük rejimine tabi tutulması sırasında, ilgililerce/ ilgili personelce, faturalar ve belgeler üzerinde yapılacak incelemelerde teslim şekli “CIF” veya “CF” şeklinde yapılan beyanların doğruluğunun, eşyaya ilişkin konşimentoda beyanı doğrulayan “Freight Prepaid” ibaresinin olup olmadığının mutlaka araştırılması, şayet böyle bir ibare yoksa veya bunun yerine “Freight Collect” veya “Freight Payable At Destination” ibarelerinden birisinin varlığının tespiti durumunda, taşımacı firmalardan navlun faturalarının temini cihetine gidilerek eşya faturası ve yapılan beyan ile karşılaştırılması, bu şekilde işlem yapılması halinde navlundan kaynaklanan vergi kayıpları engellenmiş olacağı gibi, ibraz edilen faturala ve belgelerin sahteliği de tespit edilmiş olacaktır.

– Navlun farkı, ölü navlun (deadfreight), navlun komisyonu, yurt dışı kara taşımacılığı, baf, caf, savaş riski, korsan riski, boğaz/kanal geçiş ücreti, otoban ücreti, primaj ücreti, Thc (yurtdışı elleçleme ücreti), High Cube Surcharge (Konteyner taşıma ek ücreti), IMCO Charge (Tehlikeli madde taşımalarında ödenen ek ücret), tonaj aşımı ücreti, yurt dışı liman masrafları, ithal eşyasının yurt dışında yüklenmesinin gecikmesi nedeniyle ödenen demoraj/sürasterya ücreti, yüksek sezon/sıkışıklık maliyeti, vb. unsurlar navlunun bir parçası olup, navlun ücreti/navlun ödemesi (Gümrük Kıymetinin bir unsuru) olarak değerlendirilmesi gerekir.

Primaj ücreti: Çıkış limanında yüklemede gösterilen ihtimama karşılık, navluna ek olarak yük sahibi (navlun ödeyeni) tarafından ödenen ücrettir.

BAF (Bunker Adjustment Factor): Petrol fiyatlarındaki dalgalanmaların belli oranda navluna dahil edilmesidir.

CAF (Currency Adjustment Factor): Döviz kurlarındaki (Örneğin; Amerikan doları veya EUR’daki) dalgalanmaların navluna dahil edilmesidir.

Gümrük Yönetmeliği’nin 51/9.maddesine göre: Navlun makbuzu ve/veya sigorta poliçesinin ibrazının imkânsız olduğu veya kabul edilebilir nitelikte bulunmadığı hallerde, yükümlü tarafından nedenleri de belirtilerek verilecek bir dilekçe ile bu durumun bildirilmesi suretiyle; emsal navlun ve/veya sigorta gideri fiilen ödenen veya ödenecek fiyata eklenir. Vergi kaybı söz konusu olmaması ve yükümlünün talep etmesi halinde, ithal eşyasının FOB kıymetinin % 10’unun navlun ve % 3’ünün sigorta bedeli olarak ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına eklenebilir. Ancak, 71.08 tarife pozisyonunda yer alan eşyanın (Altın) sigorta poliçesi veya navlun faturasının ibraz edilememesi halinde, vergi kaybı olmaması kaydıyla, işlemler eşyanın faturasında belirtilen teslim şekli esas alınarak tekemmül ettirilir.

Yapılacak Sonradan Kontrol Ve Firma İncelemeleri İle Hazine Ve Maliye Bakanlığı’nca Yapılacak Vergi İncelemelerinde; Özellikle hava yoluyla yapılan taşımalara ilişkin ithalat işlemlerindeki navlun faturaları, navlun ödemeleri ve navlun giderlerine dikkat edilmesi, navlun faturası olduğu halde Fob kıymetin % 10’u navlun olarak alınarak işlem yapılan ithalatların kabul edilmemesi, navlun faturasına göre işlem yapılarak aradaki matrah farkına tekabül eden gümrük vergi ve resimlerinin tahsili ile Gümrük Kanunu’nun 234.maddesine göre ceza uygulanması, navlun faturası mevcut olduğu halde vergi kaçırmak kasdıyla hareket ederek fob kıymetin % 10’unu navlun olarak beyan eden ve bunu alışkanlık haline getiren mükellefler hakkında ayrıca, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun “Kaçakçılık hükümleri” ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Belgede sahtecilik hükümleri”/Belgede sahtecilik hükümlerine göre ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması gerektiğini düşünmekteyiz.

  Gümrük Kanunu’nun 28.maddesinin a fıkrasına göre; İthal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatından ayırt edilebilmeleri koşuluyla eşyanın, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi ile Türkiye’nin anlaşmalarla dahil olduğu gümrük birliği gümrük bölgelerine giriş yerine varışından sonra yapılan nakliye ve sigorta giderleri gümrük kıymetine katılmaz, gümrük kıymetinin bir unsuru değildir. Ancak, ayırt edilemiyor ise esas navlunla birlikte gümrük bölgelerine giriş yerine varışından sonra yapılan (Türkiye içindeki) nakliye gideri de gümrük kıymetinin bir unsuru olarak değerlendirilir.

Örneğin: 1-a) Sakarya’da faaliyet gösteren D firmasının Almanya’dan yüksek teknoloji ürünü bir dokuma makinesini 98.000-EUR’ya satın aldığını, Almanya – Sakarya arası taşıma/navlun ücretinin 1.100-EUR, Almanya – Kapıkule/Edirne arası navlun ücretinin 1.000-EUR ve sigorta ücretinin 900-EUR olduğunu varsayalım. Navlun ve sigorta gideri eşyanın kıymetinden ayrılabildiği ve ayrıldığı için ithal eşyasının gümrük kıymeti olarak 98.000-EUR beyan edilecek, 1.000-EUR navlun, 900-EUR sigorta ile Türkiye sınırları içindeki taşımaya tekabül eden 100-EUR olmak üzere toplam 2.000-EUR ise söz konusu ithal eşyasının gümrük kıymetine katılmayıp, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 21/c maddesi uyarınca ithal edilen eşyanın KDV matrahına dahil edilmesi (ilgili serbest dolaşıma giriş beyannamesinde yurt içi giderlerine ilave edilmesi) gerekir.

Örneğin: 1-b) Yukarıdaki örneğimizde, satıcının düzenlediği eşya satış faturasında her hangi bir ayırıma gitmediğini, navlun, sigorta tutarlarını ithal eşyasının fiyatından ayırmadığını, eşyanın kıymetinin navlun ve sigorta dahil toplam (CIF) 100.000-EUR olduğunu varsayarsak, ithal eşyamızın beyan edilmesi gereken gümrük kıymeti 100.000-EUR olacaktır.

– Et ve et ürünleri, balık, taze sebze ve meyve, kimyevi maddeler, vb. eşyaların taşınması özellik arz etmekte olup, söz konusu eşyaların taşıması özel tertibatlı araçlarla gerçekleştililmektedir.

Örneğin 2: Afyon’da faaliyet gösteren X firmasının Ukrayna’dan 100.000-USD tutarında et ithal ettiğini ve söz konusu eşyayı Ukrayna’dan Türkiye’ye kara yoluyla Y firmasına taşıttığını, Ukrayna – Afyon arası taşıma/navlun ücretinin (frigofirik araç) 2.000-USD olduğunu, Kapıkule – Afyon arası taşıma ücretinin ayrıca belirtilmediği ve eşyalar için 1.000-USD sigorta gideri ödendiğini varsayarsak, ithal eşyasının gümrük kıymeti 103.000-USD olacaktır. Söz konusu eşyaların ithalat gerçekleştirildikten sonra Konya’da bulunan Z firmasına satıldığını, eşyaların özellik arz etmesi (çabuk bozulabilir eşya olması) nedeniyle içinde bulunduğu frigofirik araçtan boşaltılmadan Konya’ya götürülerek Konya’daki Z firmasına teslim edildiğini ve Afyon – Konya arası taşıma için X firmasınca eşyaları taşıyan Y firmasına 300-USD ilave ücret ödendiğini varsayalım. Afyon – Konya arası ödenen 300-USD taşıma ücreti, ithalattan sonra ve yurt içinde/Türkiye’de gerçekleşen bir taşıma karşılığı olduğu için gümrük kıymetinin veya 3065 sayılı  KDV Kanunu’nun 21.maddesi gereği ithalatta KDV matrahının bir unsuru değildir. Söz konusu taşıma işleminin, Türkiye’de yararlanılan bir hizmet olması nedeniyle, ödenen 300-USD taşıma ücreti, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1, 6, 8, 9, 10 ve 24.maddesi gereği X firması tarafından, dar mükellefiyet kapsamında sorumlu sıfatıyla bağlı bulunduğu Vergi dairesine verilecek 2 Nolu KDV Beyannamesiyle beyan edilerek tekabül eden KDV’nin ödenmesi gerekir.

SONUÇ

Türkiye’de yüksek teknoloji gerektiren ve stratejik önem taşıyan ürünlerin yıllık ihracat rakamları içindeki payı çok düşük, hatta yok denecek kadar azdır. Türkiye’nin ihracatının % 62’sini düşük ve orta teknoloji gerektiren ürünler, % 36,30’unu orta-ileri teknoloji gerektiren ürünler, % 1,7’sini ise yüksek teknoloji gerektiren ürünler oluşturmaktadır. Türkiye, toplam ihracatı içerinde yüksek teknoloji içeren ürün ihracatının payı en düşük olan OECD ülkesidir.

Veri yüklü taşıyıcıların ithaline ilişkin mevzuat düzenlemeleri 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun birinci maddesinden hareketle Gümrük Yönetmeliği’nin 54.maddesi ile Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 06.04.2016 tarih ve 2016/5 sayılı Genelgesiyle yapılmış olup, günümüz şartlarına göre son derece yetersin ve ihtiyaca cevap vermekten çok uzaktır. Veri ya da komut yüklü bilgi taşıyıcılarının ithalatı sırasında ilgili gümrük idaresi, mevcut gümrük mevzuatını dikkate alarak gümrük kıymetinin belirlenmesinde, fatura üzerinde taşıyıcı ortamın maliyet veya kıymetinden ayırt edilebilmesi koşuluyla, sadece somut olan taşıyıcı ortamın (CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, vb.) kendisinin maliyeti veya kıymetini esas almakta, söz konusu ithalatların yapılma nedenini oluşturan, taşıyıcıların içinde bulunan (soyut olan) veri veya komutların maliyet veya kıymetini dikkate almamaktadır. Yine aynı mevzuata göre, veri ya da komut yüklü bilgi taşıyıcılarının ihracatı sırasında ilgili gümrük idaresi, gümrük kıymetinin belirlenmesinde sadece somut olan taşıyıcı ortamın (CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, harddisk gibi elektronik ortamlar ve basılı kağıt ortamlar, vb.) kendisinin maliyeti veya kıymetini esas almakta, soyut olan veri veya komutların maliyet veya kıymetini dikkate almamakta, ihracat beyannamesinde beyan edilememektedir.

Hali hazırda, CD, DVD, flash bellek, çip, yonga, harddisk gibi taşıyıcılar içinde bulunan/taşınan bilgi, yazılım, program, proje, biyokimyasal formül, know-how, çizim, teknik şema, tasarım, vb. teknolojik ürünlerin ihracatını fiilen gerçekleştirmek neredeyse imkansızdır. Başta Ticaret Bakanlığı olmak üzere ilgili birimlerce en kısa sürede konuya ilişkin gerekli ve yeterli kanuni düzenlemelerin yapılması gerekir.  Türkiye olarak bir taraftan üretim ve ihracatımızı artırmaya çalışırken, bir taraftan da ihracat işlemlerini kolaylaştırmak ve ihracatı cazip hale getirmek, ihracatın ve ihracat işlemlerinin önündeki engelleri azaltmak zorundayız.

KAYNAKÇA

  • 4458 sayılı Gümrük Kanunu. 
  • Gümrük Yönetmeliği.
  • Gümrükler Gelen Müdürlüğü’nün 2016/5 sayı ve 06.04.2016 tarihli Genelgesi.
  • 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu.
  • Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği.
  • 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu.
  • 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu.
  • 492 sayılı Harçlar Kanunu.
  • 30070/18.05.2017 say. ve tar. RG.’de yayımlanan İhracat ve Döviz Kazandırıcı Faaliyetlerde Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulama Genel Tebliği.
  • 2017/4 Sayılı İhracat, Transit Ticaret, İhracat Sayılan Satış Ve Teslimler İle Döviz Kazandırıcı Hizmet Ve Faaliyetlerde Vergi, Resim Ve Harç İstisnası Hakkında Tebliğ.
  • 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu.
  • 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu.
  • 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun Bazı maddelerinin Uygulanması Hakkında 2009/15481 Sayılı Karar.
  • ÇOBAN Kerim, “Royalti-Lisans Ücretlerinin Gümrük Kıymeti, Katma Değer Vergisi ve Stopaj Açısından Değerlendirilmesi”, Gümrük Dünyası Dergisi, Sayı 83, Yıl  2014/4.
  • ÇOBAN  Kerim, “Gayri Maddi Hak Kazançlarının Brütleştirilmesi İle Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi Ve Gümrük Kıymeti Yönüyle İncelenmesi”, Gümrük ve Ticaret Dünyası Dergisi, Sayı 94, Yıl 2017/4.
  • KONAK Ali (Karabük Üniversitesi, İ.İ.B.F. – İktisat Bölümü Öğretim Üyesi), “ Yüksek Teknoloji İçeren Ürün İhracatının İhracat Hacmi ve Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi; Seçilmiş OECD Ülkeleri ve Türkiye Örneği”,  Yönetim, Ekonomi, Edebiyat, İslami ve Politik Bilimler Dergisi – 31.12.2018. 28.03.2019

Kerim Çoban

Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

Continue reading

Royalyt – Lisans Ücretlerinin Vergisel Boyutu (2)

Royalyt – Lisans Ücretlerinin Vergisel Boyutu (2)

06

Kasım,2020

IIIROYALYT – LİSANS ÜCRETLERİNİN, KATMA  DEĞER VERGİSİ  VE  STOPAJ KARŞISINDAKİ  DURUMU

2.1.  Konu Hakkındaki Kişisel Görüşümüz:

1) İthal eşyasının Türkiye’de çoğaltılması veya Türkiye’de üretilmesi için yapılan franchisee fee, redevans/redevance, royalti, lisans, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, vb. ödemeler, Gümrük Kanununun 27 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında “Gümrük Kıymeti olarak” değerlendirilmez ve fiilen ödenen veya ödenecek fiyata ilave edilmez.

Ancak, söz konusu bu ödemeler 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1, 4, 6, 8, 9, 10, ve 24.maddesiyle ilgili diğer mali mevzuat hükümleri gereği Katma Değer Vergisine tabi olup (Anlaşma gereği söz konusu ödeme hak sahibine net tutar olarak yapılıyor ise) matrahımızın stopaj oranı dikkate alınarak brüte götürülmesi/brüte çevrilmesi ve ulaşılacak brüt tutar üzerinden KDV ile stopajın ödenmesi gerekir. Bize göre, royalti ödemelerinde vergiyi doğuran olay; yurtdışındaki kişi yada firmanın anılan ödemeye hak kazanması, diğer bir deyişle royalti ödemesinin ilgili ithalatçı ve/veya üretici şirketin kayıtlarına intikal ettirilerek gider yazılması anıdır. Dolayısıyla, sorumlu sıfatıyla KDV bu tarihte hesaplanarak, ilgili mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar, 2 Nolu Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takibeden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vererek tekabül eden KDV’ni ödemeleri gerekir. Ödemelerin gecikmesi, tahakkuk veya hesaben ödeme dolayısıyla ortaya çıkan kur farkları içinde KDV Kanunu’nun 24.maddesi gereği ilave olarak KDV ödenmesi gerekmektedir.

Gelir idaresi tarafından verilen 3.2.1988 tarih ve 2601001-1227 sayılı muktezada; Transfer tarihi itibarîyle oluşan kur farkları üzerinden (bir finansman hizmeti karşılığını teşkil ettiği gerekçesiyle) sorumlu sıfatıyla KDV hesaplanıp beyan edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Ayrıca, yurtdışına yapılan franchisee fee, redevans/redevance, royalti, lisans ücreti, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, vb. ödemeler, yurt dışındaki hak sahibi açısından gayri maddi hak kazancı (Gayrimenkul sermaye iradı) olması nedeniyle, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70, 94.maddesi ve geçici 67.maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1, 2, 3, 14, 15, 21, 24, 25, 30 ve 31.maddeleri gereği vergi tevkifatına, kurumlar vergisi kesintisine (stopaja) tabi olup, kurumlar vergisi tevkifatına tabi söz konusu kazanç ve iradları nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettiren gerçek ve tüzel kişiler tarafından brüt tutar üzerinden “Muhtasar Beyanname” ile ilgili vergi dairesine beyanda bulunularak -(İkili anlaşma varsa ilgili anlaşmadaki oran üzerinden, ikili anlaşma yoksa genel oran “% 20” üzerinden)-  stopajının ödenmesi gerekir.

– Dar mükellef kurumlar tarafından yapılan franchisee fee, royalti, lisans ücreti, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, vb. ödemelerin gecikmesi, tahakkuk veya hesaben ödeme dolayısıyla ortaya çıkan kur farkları KDV’ye tabidir.

Nakden Ödeme: Tevkifat konusu bedelin fiilen ödendiği durumdur.

Hesaben Ödeme: Tevkifata konu kazanç ve iradı ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.

Hizmeti veren yurtdışında mukim firmalar veya kişiler (Royaalty ve lisans sahipleri) genellikle, alacakları ücretin net olmasını yani belli meblağdaki paranın kesinti yapılmaksızın kendilerini ödenmesini istemektedirler. Bu takdirde varsa KDV ve stopaj matrahını bulabilmek için yabancıya/yurtdışına yapılan bu ödemenin, stopaj oranı dikkate alınarak brüte çevrilmesi ve bulunacak brüt tutar üzerinden KDV ve Kurumlar Vergisi’nin (stopaj) ödenmesi gerekmektedir. Brüte götürme/brüte çevirme işlemi ise, hizmet maliyetini yükseltmekte, buna mukabil ödenen stopajla ilgili belgeler hizmeti verene/yapana gönderildiği takdirde bunun mahsuba konu edilmesi suretiyle hizmeti veren ek bir menfaat sağlamaktadır.

Örnek 4:  Türkiye’deki X firması sözleşme gereği, Almanya’daki Y firmasına toplam 100.000-EUR net royalti ödemiştir. Söz konusu ödeme Türkiye ile Almanya arasındaki Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması’na göre % 10 Kurumlar Vergisi’ne (stopaj) tabi olduğundan, brüte götürme işlemi 100.000 ÷ (1 – 0,1) = 111.111,11-EUR  şeklinde yapılacak, bu brüt tutar üzerinden hesaplanacak 111.111,11 x 0,18 = 19.999,99-EUR, yani 20.000-EUR karşılığı YTL tutarındaki KDV sorumlu sıfatıyla ödenecek, yine bu brüt tutar üzerinden 111.111,11 x 0,10 = 11.111.11-EUR karşılığı YTL tutarındaki stopaj muhtasar beyanname ile beyan edilerek ödenecektir. Örnekte görüldüğü üzere, ücretin net olarak belirlenmesi royaltinin maliyetini (haliyle KDV ve Stopaj matrahını, varsa gümrük vergileri matrahını) 100.000-EUR’dan 111.111,11-EUR’ya yükseltmiştir/yükseltmektedir.

2-a) İthal eşyanın gümrük kıymetine giren ve ilgili gümrük idaresine beyan edilmesi gereken franchisee fee, redevans/redevance, royalti, lisans ücreti, telif hakkı vb. ödemelerin beyanı sırasında (yapılan anlaşma gereği hak sahibine net tutar olarak ödeme yapılıyor ise) stopaj oranı dikkate alınarak brüte götürülmesi/brüte çevrilmesi ve ulaşılacak brüt tutar üzerinden ilgili gümrük idaresine gümrük beyanı yapılarak tekabül eden gümrük vergi ve resimlerinin ödenmesi gerekir.

b) Eşyanın gümrük kıymetine giren ve gümrük idaresine beyan edilen franchisee fee, redevans/redevance, royalti veya lisans ücreti, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, vb. haklar ile bu hakların kullanılması için gerekli malzeme ve teçhizat bedelleri, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70.maddesinin 5.fıkrasına göre “Gayrimenkul sermaye iradı sayıldığından”, aynı Kanun’un 94.maddesi ve geçici 67.maddesinden hareketle, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1, 2, 3, 14, 15, 21, 24, 25, 30 ve 31.maddelerine istinaden ayrıca Kurumlar Vergisi’ne (Stopaj) tabi olup, anlaşma gereği söz konusu ödeme hak sahibine net tutar olarak yapılıyor ise, matrahımızın stopaj oranı dikkate alınarak brüte götürülmesi (brüte çevrilmesi) ve ulaşılacak brüt tutar üzerinden ilgili mükellef tarafından “Muhtasar Beyanname” ile ilgili vergi dairesine beyanda bulunularak stopajının ödenmesi gerekmektedir.

– Dar mükellefler tarafından yapılan franchisee fee, redevans/redevance, royalti, lisans ücreti, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, vb. ödemelerin gecikmesi, tahakkuk veya hesaben ödeme dolayısıyla ortaya çıkan kur farkları Katma değer Vergisi Kanunu’nun 24.maddesi gereği KDV’ye tabidir.

3) Royalti veya lisans ücreti, franchisee fee, redevans/redevance, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, vb. ödemelerine tabi eşyaların ithali sırasında, ilgili sözleşmeler ve konuya ilişkin diğer ispatlayıcı belgelerin gümrük idaresine ibraz edilmesi, ithalata ilişkin tescil edilen serbest dolaşıma giriş beyannamesi veya beyannamelerinin 44.sütununda eşyanın royalti veya lisans ücreti, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkına tabi olduğu ile Gümrük Yönetmeliği’nin 53.maddesine göre istisnai kıymetle beyan ve tamamlayıcı beyandan faydalanılıp faydalanılmayacağının belirtilmesi, ayrıca ilgili kıymet bildirim formlarında eşyanın royalti veya lisans ücreti, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı ödemesine tabi olduğunun belirtilmesi (ilgili kutuların işaretlenmesi) gerekir.

4) Gözetim ve Koruma Önlemleri (Eşik fiyat/Referans fiyat) uygulanan ürünlerin ithali sırasında gözetim belgesi ibraz edilmemesi halinde, ithal edilen eşyanın kıymeti (haliyle KDV matrahı) o eşya için tespit edilen eşik fiyattan/referans fiyattan aşağı olamaz. Anlaşma gereği, franchisee fee, redevans/redevance, royalti veya lisans ücreti tutarının eşyanın ithalinden sonra net veya brüt satış hasılatı veya kâr üzerinden hesaplanması gereken durumlarda, yükümlülerin talebi ve gümrük idaresinin uygun bulması şartıyla, ithal eşyasının gümrük kıymetine dahil edilecek franchisee fee, redevans/redevance, royalti veya lisans ücreti, eşyanın ithaline ilişkin serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescili sırasında, ithal edilecek eşyasının gümrük kıymeti eşik fiyattan (eşik fiyata ulaşılarak) hesaplanması, hesaplanan eşik fiyat tutarı üzerine, eşyanın FOB veya CIF bedeli esas alınarak sözleşme gereği net veya brüt satış hasılatı veya kârına uygulanacak royalti oranına göre hesaplanacak uygun bir payın royalti veya lisans ücreti olarak ilave edilmesi ve bulunacak tutarın ithal edilen eşyanın gümrük kıymeti olarak beyan edilmesi, nihayetinde de Gümrük Yönetmeliğinin 53 üncü maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü ve altıncı fıkralarına göre işlem yapılması gerekir. Tamamlayıcı beyan, royalti veya lisans ücreti ödemesinin tahakkuk ettiği ayı takip eden ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar verilir ve vergileri de aynı süre içinde ödenir.

5) İthalatla veya Türkiye’deki üretimle ilgili olan, gümrük idaresini ve/veya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı ilgilendiren franchisee fee, redevans/redevance, royalti veya lisans ücreti, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, know-how, vb. ödemelerine ilişkin sözleşmeler veya sözleşme yerine geçen belgeler mutlaka temin edilmeli, temin edilen belgelerden sözleşmeler başta olmak üzere 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1, 3, 4, 5, 14, 24 ve 26.maddesi gereği Damga Vergisine tabi kağıtlara tekabül eden Damga Vergisi’nin ödenip ödenmediği, ödenen veya ödenmesi gereken Damga Vergisinin, ithalatta KDV matrahına ve varsa ÖTV matrahına katılıp katılmadığı, …  hususlarınında kontrol edilmesi gerekir.

Öte yandan, bahse konu sözleşmelerinin noter vasıtasıyla düzenlenmesi ve/veya söz konusu hakların Türkiye’de tescilinin yaptırılması durumunda, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 38.maddesine göre noter harcına ve aynı Kanun’un 108.maddesine göre de başvuru ve sicil kayıt (tescil) harcına tabi olup; ödenen veya ödenmesi gereken Harçların, ithalatta KDV matrahına ve varsa ÖTV matrahına katılıp katılmadığı, …  hususlarına da bakılması gerekir.

– Yukarıda belirtilen sebeplerle, ithal edilen eşya ile ilgili olarak, söz konusu sözleşmeler ve sözleşme yerine geçen belgeler nedeniyle ödenen veya ödenmesi gereken damga vergisi, noter harcı ile sicil kayıt (tescil) harcı, vb. ödemeler 3065 sayılı Karma Değer Vergisi Kanunu’nun “İthalatta Matrah” başlıklı 21.maddesinin “b” bendi gereği ithalatta KDV matrah unsuru olup, söz konusu ödemeler, bahse konu sözleşmeler kapsamında ithal edilen eşyalara ilişkin serbest dolaşıma giriş beyannameleriyle ilişkilendirilerek ilgili gümrük idaresine beyan edilip, tekabül eden KDV ile varsa Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)’nin ödenmesi gerekir.

6) İthal eşyasının gümrük kıymetinin bir parçası olmasına karşın gümrük idaresine beyan edilmeyen franchisee fee, redevans/redevance, royalti veya lisans ücreti, telif hakkı, vb. gümrük kıymet unsurlarının, ilgili mükellef tarafından daha önceden sorumlu sıfatıyla 2 Nolu KDV Beyannamesiyle ilgili vergi dairesine beyanda bulunularak KDV’nin ödendiği durumlarda, söz konusu ödemeler (yapılan anlaşma gereği hak sahibine net tutar olarak yapılıyor ise) stopaj oranı dikkate alınarak brüte çevrilmeli,     2 Nolu KDV Beyannamesiyle ilgili vergi dairesine ödenen KDV’nin net tutar üzerindenmi yoksa brüt tutar üzerindenmi ödendiği kontrol edilmeli, net tutar üzerinden ödendiğinin tespit edilmesi halinde brüt tutar-net tutar arasındaki matrah farkına tekabül eden KDV’nin de ilave olarak tahsil edilmesinin sağlanması ve gümrük mezvuatı açısından esas matraha tekabül eden KDV’nin tekrar istenilmemesi fakat, yükümlüsünce gümrük yükümlülüğünün başladığı tarihte varlığı ve miktarı bilinen, belli olan bir kıymet unsuruna ait KDV’nin gümrük idaresi yerine, daha sonraki bir tarihte vergi dairesine beyan edilerek ödenmesi halinde KDV tutarı açısından bir vergi farkı oluşmamakla birlikte, gümrük yükümlülüğünün başladığı tarih (SDGB’nin tescil tarihi) ile vergi dairesine KDV’nin beyan edildiği tarih (3065 sayılı Katma değer Vergisi Kanunu’nun 39.maddesine göre, Vergilendirme Dönemi: Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar için bir ay olup, Kanun’un 41.maddesine göre de: Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar Katma Değer Vergisi beyannamelerini, vergilendirme dönemini takibeden ayın yirmialtıncı günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine vermekle yükümlüdürler.) arasında en az 26 günlük bir beyan süresi farkı oluştuğundan dolayı, oluşan bu süre için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizi alınması ile;

a- İthal edilen eşyada sadece KDV varsa, gümrükçe tahsil edilen diğer vergi ve resimler ile KKDF, vb. bir yükümlülük yoksa, her bir beyan (her bir Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi “SDGB”si) için Gümrük Kanununun 241 inci maddesi uyarınca usulsüzlük cezası uygulanması,

b- İthal edilen eşyanın gümrükçe tahsil edilen diğer vergi ve resimlere tabi olması durumunda ise; (Anlaşma gereği söz konusu ödeme hak sahibine net tutar olarak yapılıyorsa, matrahımızın stopaj oranı dikkate alınarak brüte götürülmesi/çevrilmesi ve ulaşılacak brüt tutar üzerinden) KDV dışında kalan gümrük vergi ve resimlerinin (varsa Gümrük Vergisi, ÖTV, KKDF, Kültür Bakanlığı Kesintisi/Stopajı, Ek Mali Yükümlülük, vb. ile bunlara tekabül eden KDV’nin) Gümrük Kanunu’nun 193/3.maddesi -(6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51.maddesine göre tespit edilen gecikme zammı oranında faiz uygulanarak)-, Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/16, 2013/6 ve 2017/20 sayılı Genelgeleri kapsamında, (8/4/2015 Tarihli ve 2015/7511 Sayılı Kararnamenin Eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintileri Hakkında Karar eki “Vadeli İthalatında KKDF Kesintisi Oranı % 0 ‘Sıfır’ Olarak Belirlenen Mallar Listesi”nde – ‘Liste 1’de belirtilen GTİP’ler hariç) KKDF tahakkuk ve tahsili, ayrıca hesaplanan KKDF tutarı üzerinden varsa ÖTV ile bunlara (KKDF + ÖTV tutarına) tekabül eden KDV’nin tahsili ile Gümrük Kanunu’nun 234.maddesi, ÖTV Kanununun 16.maddesi ve KDV Kanunu’nun 51.maddesine göre ceza tatbik edilmesi,

c) Ayrıca, ithal eşyasının gümrük kıymetinin bir parçası olan ve yurtdışına yapılan franchisee fee, redevans/redevance, royalti, lisans ücreti, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, vb. ödemeler, yurt dışındaki hak sahibi açısından gayri maddi hak kazancı (Gayrimenkul sermaye iradı) olması nedeniyle, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70, 94.maddeleri ve geçici 67.maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30.maddeleri gereği kurumlar vergisi kesintisine (stopaja) tabi olup, söz konusu ödemeler mükellef tarafından (yapılan anlaşma gereği hak sahibine net tutar olarak yapılıyor ise) stopaj oranı dikkate alınarak brüte çevrilmeli ve bulunacak brüt tutar üzerinden “Muhtasar Beyanname” ile ilgili vergi dairesine beyanda bulunularak (İkili anlaşma varsa ilgili anlaşmadaki oran üzerinden, ikili anlaşma yoksa genel oran “% 20” üzerinden) stopajının ödenmesi,

Gerekmektedir.

7) Franchisee fee, redevans/redevance, royalti – lisans ücreti, patent ücreti, satın alma komisyonu, kalıp-tasarım gideri, yurt dışı kara taşıması, yurt dışı gümrükleme masrafı, vb. gümrük kıymet unsurlarının gümrük idaresine beyan edilmeyip, ilgili mükellef tarafından sorumlu sıfatıyla 2 Nolu KDV Beyannamesiyle ilgili vergi dairesine beyanda bulunularak KDV’nin ödendiği durumlarda:

a- İthal eşyasının gümrük kıymeti bu kıymet unsurlarının tutarı kadar eksik olacağından, ithal eşyasının yurtiçinde satış ve tesliminden alınan bazı vergi ve benzeri mali yüklerin eksik alınmasına ve hazine kaybına sebep olabileceği, örneğin, ithal edilen eşyanın yurtiçinde satış ve tesliminin ÖTV yada TRT Bandrolüne tabi olduğu durumlarda, ÖTV veya TRT Bandrolü, ithal eşyasının serbest dolaşıma giriş beyannamesinde yer alan gümrük kıymeti ve/veya KDV matrahı esas alınarak hesaplanacağından, ÖTV ve KDV’nin eksik ödenmesine, haliyle hazine kaybına sebep olunabilecektir.

b- Yıllık ithalat tutarı, gerçekte olduğundan daha az gözükeceği için ülkenin dış ticaret verileri ve ihracatın ithalatı karşılama oranı, vb. yanlış ve eksik hesaplanmış olacaktır.

Söz konusu eksikliklerin giderilmesi için ithal eşyasının gümrük kıymetinin (ilgili serbest dolaşıma giriş beyannamesi tutarının) düzeltilmesi gerekir.

IV- GÜMRÜK  KIYMET  UNSURLARI  ÜZERİNDEN ALINAN MÜKERRER  KATMA DEĞER  VERGİSİ

 Bilindiği üzere, ithal eşyasının gümrük kıymetine katılması gereken franchisee fee, redevans/redevance,  royalti veya lisans ücreti, patent ücreti, telif ücreti, satın alma komisyonu, kalıp-tasarım, yurt dışı kara taşıması, yurt dışı gümrükleme masrafı, vb. gümrük kıymet unsurları tutarlarının ithal anında belli olması durumunda, bu tutarların gümrük kıymetine dahil edilerek ilgili gümrük idaresine beyan edilmesi gerekir.

Söz konusu kıymet unsurlarının ithalattan sonra belli olması durumunda ise, Gümrük Yönetmeliği’nin 53.maddesi çerçevesinde istisnai kıymetle ilgili gümrük idaresine beyanda bulunulması gerekir.

Ancak: Başta royalti veya lisans ücreti, patent ücreti, telif ücreti, franchisee fee, redevans/redevance  olmak üzere ithalatta gümrük kıymetine giren ve gümrük idaresine beyanı gereken çeşitli gümrük kıymet unsurlarının, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, mali mevzuat açısından da vergilendirildiği, Katma Değer Vergisi’nin ikinci kez tahsil edildiği, mükerrer KDV alındığı görülmektedir.

3.1. Konu Hakkındaki Kişisel Görüşümüz:

Franchisee fee, redevans/redevance, royalti veya lisans ücreti, patent ücreti, telif ücreti, vb. başta olmak üzere ithalatta eşyanın gümrük kıymetine giren ve Gümrük mevzuatı gereği gümrük idaresine beyanı yapılması gereken çeşitli gümrük kıymet unsurlarının, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından vergilendirilerek ikinci kez KDV tahsil edilmesi hukuka, vergilendirme tekniğine ve KDV Kanunu’nun ruhuna aykırı olup;

1) Franchisee fee, redevans/redevance, royalti veya lisans ücreti, patent ücreti, telif ücreti, komisyon ödemesi, vb. ithalatta eşyanın gümrük kıymetine giren, ithalatı ilgilendiren ve Gümrük mevzuatı gereği beyanının gümrük idaresine yapılması gereken çeşitli gümrük kıymet unsurlarının, ilgili gümrük idaresine beyanının yapılarak, bu unsurlara tekabül eden KDV’nin de gümrük idaresince tahakkuk ve tahsilinin yapılmasının sağlanması,

2) İthal eşyasının Türkiye’de çoğaltılması veya Türkiye’de üretilmesi için yapılan franchisee fee, redevans/redevance, royalti, lisans, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, vb., ithalatı ilgilendirmeyen, ithalatla alakası olmayan ödemelere tekabül eden Katma Değer Vergisi’nin ise, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1, 4, 6, 8, 9, 10, 24, 39, 40 ve 41.maddesiyle diğer mali mevzuat hükümleri gereği, mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar tarafından ilgili vergi dairesine beyanda bulunularak ödenmesi,

Gerekir.

3.2. Bu konuda lehte ve alehte verilen çok sayıda yargı kararı mevcut olup, bunlardan birkaç tanesi örnek olarak aşağıda belirtilmiştir.

 – İstanbul 7.Vergi Mahkemesi’nin 2008/1398 Esas no, 2009/1097 Karar no ile 26.03.2009 tarihli kararında: Uyuşmazlığa konu ihtirazi kayıtla beyan edilen royalty ücreti ödemesi ithal konusu eşya kıymetine ilave edilerek hesaplanan KDV Gümrük Müdürlüklerince tahsil edilmiş olup, aynı royalty ücretinin bir de sorumlu sıfatıyla verilen KDV beyannamesine istinaden tahakkuk ettirilip Vergi Dairesince tahsil edilmesinde hukuka uyarlılık görülmediği ifade edilmiştir.

– İstanbul 6.Vergi Mahkemesi’nin 2007/3364 Esas no, 2008/2260 Karar no, … tarihli kararında: Uyuşmazlığa konu ihtirazı kayıtla beyan edilen royalty ücreti ödemesi ithal konusu eşya kıymetine ilave edilerek hesaplanan katma değer vergisi Gümrük Müdürlüklerince tahsil edilmiş olup, aynı royalty ücretinin bir de sorumlu sıfatı ile verilen katma değer vergisi beyannamesine istinaden tahsil edilmesi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 117/3.maddesi gereğince bir hesap hatası teşkil ettiğinden, ihtirazi kayıtla verilen beyanname ile tahakkuk ettirilen katma değer vergisinde kanuna uyarlık görülmediğine hükmedilmiştir.

– İstanbul 4.Vergi Mahkemesi’nin 2006/2239 Esas no, 2007/1320 Karar no ile 22.05.2007 tarihli kararında; Söz konusu emtia için gümrük vergisi ödendiği ve royalty bedeli adı altında tekrar vergiye tabi tutulmasının kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile açılan davada, davacı ile yurtdışı firma arasında yapılan royalty sözleşmesi uyarınca davacının yurtdışında mukim şirkete ödediği ücretin gayrimaddi hak bedeli niteliği taşıdığı sonucuna ulaşıldığından, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9’uncu maddesi uyarınca davacı adına sorumlu sıfatıyla KDV tahakkuk işlemi tesis edilmesinde hukuka aykırılık görülmediği ifade edilmiştir.

– Yine İstanbul 8.Vergi Mahkemesi’nin 2005/2447 Esas no, 2007/1812 Karar no, … tarihli kararında: Davacı şirket tarafından Hollanda’da faaliyet gösteren şirket ile aralarında yapılan royalty sözleşmesi uyarınca tahakkuk eden bedelin de eklenmesi suretiyle hesap edilen tutar üzerinden gümrük idaresi nezdinde ödenen vergilerin (Gümrük ve Katma Değer Vergisi) vergiye tabi işleme taraf ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu davacı firma adına KDV tahakkuku yapılmasına engel teşkil etmeyeceğinden tahakkuk ettirilen KDV beyannamesinde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığına karar verilmiştir. Karara temyiz edilmiş, ancak Danıştay 9.Dairesi tarafından söz konusu Vergi Mahkemesinin kararı onanmıştır.

Danıştay 9.Dairesi’nin 2009/8984 Esas no, 2010/846 Karar no ve 17.02.2010 tarihli kararında: İstanbul 11.Vergi Mahkemesi’nin daha önce mükellef lehine vermiş olduğu kararı bozarak, yapılan royalty sözleşmesi gereği kullanılan marka karşılığı ödenen royalty bedeli üzerinden alınan Katma Değer Vergisi’nin sorumlu sıfatıyla ödendiğinin açık olduğu, ithalat aşamasında ödediği katma değer vergisinin mükellefi konumunda olan davacı şirketin gümrük idaresi nezdinde ödediği KDV nedeniyle mükerrer vergi ödediğinden söz etme olanağı bulunmadığı ifade edilmiştir.

SONUÇ

– Franchisee fee, redevans/redevance, royalti, lisans ücreti, telif hakkı vb. gayri maddi hakların kullanımı karşılığı olarak ithal edilen eşya ile ilgili olarak ödenen ve Gümrük Kanunu’nun 27.maddesi gereği gümrük kıymetinin bir unsuru olan bahse konu ödemeler (yapılan anlaşma gereği hak sahibine net tutar olarak yapılıyor ise) stopaj oranı dikkate alınarak brüte çevrilmesi ve ulaşılacak brüt tutar üzerinden ilgili gümrük idaresine beyan edilerek tekabül eden gümrük vergi ve resimlerinin tahsil edilmesi,

– İthal eşyasının gümrük kıymetinin bir parçası olmasına karşın gümrük idaresine beyan edilmeyen bahse konu gümrük kıymet unsurlarına tekabül eden KDV’nin vergi dairesine ödendiği durumlarda, gümrük mezvuatı açısından esas matraha tekabül eden KDV’nin tekrar istenilmemesi fakat, gümrük yükümlülüğünün başladığı tarih olan SDGB tescil tarihi ile vergi dairesine KDV’nin beyan edildiği tarih arasında en az 26 günlük bir beyan süresi farkı oluştuğundan dolayı, oluşan bu süre için 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı oranında gecikme faizi alınması,  

İthal edilen eşyada sadece KDV varsa, gümrükçe tahsil edilen diğer vergi ve resimler ile KKDF, vb. bir yükümlülük yoksa, her bir beyan (her bir SDGB’si) için Gümrük Kanununun 241.maddesinin birinci fıkrası uyarınca usulsüzlük cezası uygulanması,

İthal edilen eşyanın gümrükçe tahsil edilen vergi ve resime tabi olması durumunda ise, (varsa Gümrük Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Ek Mali Yükümlülük, Kaynak Kullanım Destekleme Fonu, Kültür Bakanlığı Kesintisi/Stopajı, vb. ile bunlara tekabül eden KDV’nin) Gümrük Kanunu’nun 193/3.maddesi, Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2011/16, 2013/6 ve 2017/20 sayılı Genelgeleri kapsamında, (8/4/2015 Tarihli ve 2015/7511 Sayılı Kararnamenin Eki Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Kesintileri Hakkında Karar eki “Vadeli İthalatında KKDF Kesintisi Oranı % 0 ‘Sıfır’ Olarak Belirlenen Mallar Listesi”nde – ‘Liste 1’de belirtilen GTİP’ler hariç) KKDF tahakkuk ve tahsili, ayrıca hesaplanan KKDF tutarı üzerinden varsa ÖTV ile bunlara (KKDF + ÖTV tutarına) tekabül eden KDV’nin tahsili ile Gümrük Kanunu’nun 234.maddesi, ÖTV Kanununun 16.maddesi ve KDV Kanunu’nun 51.maddesine göre ceza tatbik edilmesi,

-Ayrıca, ithal eşyasının gümrük kıymetinin bir parçası olan ve yurtdışına yapılan söz konusu ödemeler, yurt dışındaki hak sahibi açısından gayri maddi hak kazancı (Gayrimenkul sermaye iradı) olması nedeniyle, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 70, 94.maddeleri ve geçici 67.maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30.maddeleri gereği Kurumlar Vergisi kesintisine (Stopaja) tabi olup, mükellef tarafından brüt tutar üzerinden “Muhtasar Beyanname” ile ilgili vergi dairesine beyanda bulunularak stopajının ödenmesi,  

– İthalatla veya Türkiye’deki üretimle ilgili olan, gümrük idaresini ve/veya Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı ilgilendiren franchisee fee, redevans/redevance, royalti veya lisans ücreti, telif hakkı, isim hakkı, patent hakkı, know-how, vb. ödemelerine ilişkin sözleşmeler veya sözleşme yerine geçen belgeler mutlaka temin edilmeli, temin edilen belgelerden sözleşmeler başta olmak üzere 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1, 3, 4, 5, 14, 24 ve 26.maddesi gereği Damga Vergisine tabi kağıtlara tekabül eden Damga Vergisi’nin ödenip ödenmediği, bahse konu sözleşmelerinin noter vasıtasıyla düzenlenmesi ve/veya söz konusu hakların Türkiye’de tescilinin yaptırılması durumunda, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 38.maddesine göre noter harcına ve aynı Kanun’un 108.maddesine göre de başvuru ve sicil kayıt (tescil) harcına tabi olup, söz konusu harçların ödenip ödenmediği, ithal edilen eşya ile ilgili sözleşmeler ve sözleşme yerine geçen belgeler nedeniyle ödenen veya ödenmesi gereken damga vergisi, noter harcı ile sicil kayıt (tescil) harcı KDV Kanunu’nun 21.maddesinin “b” bendi gereği ithalatta KDV matrah unsuru olup, söz konusu ödemelerin, bahse konu sözleşmeler kapsamında ithal edilen eşyalara ilişkin serbest dolaşıma giriş beyannameleriyle ilişkilendirilerek ilgili gümrük idaresine beyan edilerek, tekabül eden KDV’nin ve varsa ÖTV’nin ödenip ödenmediği hususlarının kontrol edilmesi,

Gerekir.

Kerim Çoban

Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi

Continue reading

© Çoban Gümrük Denetim Danışmanlık. Tüm Hakları Saklıdır. Powered by Maple Yazılım.